gökkuşağı

28 Eylül 2014 Pazar

Kavganında (!) Adabı Olmalı!

Benim annemle iletişimimiz meşhurdur. Kendisiyle zaman zaman anlaşamasakta severiz birbirimizi :D ahaha :D Anne-kız diyaloğumuzdan oluşan yazım Song Seung Hun Üzerine Bir Anne-Kız Parodisi ^^ çok yorum aldığı için zannediyorum ki keyifle okudunuz o yüzden bugün size yine bir anne-kız diyaloğumuzu anlatacağım. Başlıktan ne demek istediğimi daha sonra anlayacaksınız :D Ben yine uyarımı yapayım sonra demedi demezsiniz :D
UYARI: Bundan sonrasında anlatılacaklar tamamyla gerçektir ve bizzat yaşanmıştır. Konu Absürd komedi olarak devam edecektir!! 
Geçenlerde biz yine annemle günlük rutin yürüyüşümüzü yaparken biraz manzaramız değişsin diyerek yürüyüş güzergahımızı değiştirdik ve Kızılırmak'ın kenarında yürümeye karar verdik. (Bu arada hep böyle absürd durumları yürürken yaşıyoruz kesin temiz hava çarpıyor bizi! ahaha :D) Irmak manzarasıyla birlikte yürürken annem ırmağın karşı tarafında bir görüntüye takılmış böylece sohbet başladı:
Annem: Ayy noluyo! Özge baksana, kavga mı ediyorlar şunlar?! Burdan ben tam göremiyorum, gözüm orayı seçmiyor..
Ben: Kim? Hani nerde? 
Annem: Bak şurda.. Irmağın karşı tarafına bak... Şu yeşilliğin orda.
Annemin dediği yöne bakmamla kahkaha atmam bir oldu çünkü kavga eden felan yoktu tam tersine iki sevgili baya muhabbetli (!) bir haldeydiler.
Annem: Noldu? Neye gülüyorsun? Dur bakalım yine bir şey geliyor bunun altından, ne oldu yine?
Ben: ahahahahaa :D Ayyy anneeee ne diyim ben sana :D Onların kavga ettiği felan yok!
Annem: nasıl ya? Saç başa kavga ediyorlardı sanki?
Ben: ooyy :D :D Annecim sen kavga görmemişsin :D ahaha :D Onlar kavga etmiyorlar da baya mercimeği fırına veriyorlar gibiydiler :D 
Annem: Nee! Tamam tamam sus!! Bişey demedim! 
Ben: ahaha :D :D :D :D
A: ya tamam sus gülüp durma!
B: Anne istersen gidip ayıralım kavgayı (!) ama araya giren yermiş dayağı bak söyleyeyim! :D ahaha :D
A: Tamam diline düştük senin artık! Nerden gördüm de söyledim! :D
B: Tamam tamam sustum :D :D

Böylelikle yola devam ettik. Dönüş turumuzda yürüyüş yolunun yan tarafındaki çimenlerin üzerine oturmuş iki sevgili bizi görünce kafalarına ceketlerini çektiler. (Böyle olunca bizde tabi ne yaptıklarını hiç mi hiiiiç anlamadık!) Onları biraz geçip arkada bırakınca annemle göz göze geldik ve ben yine kahkahayı koyverdim.
B: ahahahhahaa :D :D Anne bugün ne çok kavgacı tiplerle dolu burası değil mi?!
A: Yaa ne demezsin! 
B: Anne aman biz karışmayalım arada kalırız sonra! :D
A: Tamam oldu! Sana da eğlence çıktı bakıyorum da! Bana bak seni böyle görmeyeyim sakın bir yerlerde!
B: oooo kavga döndü dolaştı beni buldu ya! Onlar kavga ediyor sorgusunu ben veriyorum yaf! Anne farkındaysan burda seninle uslu uslu yürüyüş yapan benim ya, onlar gibi kavga (!) etmiyorum, etmemde! 
A: İyi tamam bişey demedim, hadi gidelim bir kavgaya karışmadan! :D
B: Bak ya! Hem bana söylüyor hem kendide şakasını yapıyor :D İyi hadi gidelim :D :D
Eveeet geldik bu yazıdan çıkarılacak derse! 23 Yaşında biri olarak gençlere sesleniyorum bu kadar kavgacı (!) olmak zorunda değilsiniz! (Böyle söyleyince yaşlı hissettim kendimi!) Özellikle de sokağa bu kadar dökmeyin kavgalarınızı! Allah korusun araya giren felan olur dayak manyağı yaparsınız milleti! ahahaha :D Tamam sevin birbirinizi ama herşeyin bir sınırı bir usulü olduğunu bilin, duvar kenarlarında üstüne ceket çekmek nedir ya?! >.< Neyse konu komediden çıkıp trajediye dönüşmeden burda bitiriyorum yazıyı! :D Son olarak başlıkta da dediğim gibi: Kavganında bir adabı olmalı!! ^^

15 Eylül 2014 Pazartesi

Artık Benimde Bir Totoro'm Var!! :D

Selam canlar!! Anyoonngg çingular!! Nasılsınız?? Sizi bilmem ama ben bugün pek bir keyifliyim! Niye mi? İşte bu yüzden!! :D






Nasıl güzel olmuş mu?Kardeşimle birlikte kendi ellerimizle yaptık.Baya uğraştırdı ama değdi! Siz ne dersiniz bilmem ama ben çok beğendim. Çok yorulduk ama bitince şu güzellik yorgunluğumuzu da aldı götürdü. Hamaratız hamarat!! Elimizden her iş gelir!! Kariyerde yapar duvarda boyarız! ehehe :D Totoro benim en sevdiğim anime karakterlerinden biri, hatta bayıldığım bile söylenebilir! :D Elimden gelse bu duvarı tümüyle Miyazaki anime karakterleriyle doldururdum ama bu kadarı bile baya uğraştırdı ama bana belli olmaz belki bakarsınız Totoro'nun yeni arkadaşları olur? :D


Bu arada paylaşmadan edemeyeceğim. İzlenmeye değer bir kesit: Studio Ghibli'nin 25.yıl konserinden My Neighbor Totoro'nun Tema Şarkısı!


Görüşmek üzere çingular! Kendinize iyi bakın!! ^_^

3 Eylül 2014 Çarşamba

Devamı Olmayan Yazılar; "Yarım Kalmışlar..."

Zaman zaman yazdığım ama sonunu getiremediğim yazılarımı birleştirerek böyle değerlendirmek istedim. Belki bir gün tamamlanır bu yazılar ve ben yeni halini paylaşırım ne dersiniz? ^^

..GÖZYAŞI..
Dökül avuçlarıma gözyaşı damlaları gibi kıymetini bileyim, düşürmeyeyim seni ömrüm boyunca avuçlarımdan.. Gülüşünü sakla başkalarına gözyaşını ise sadece bana.. Gözyaşlarının değerini sadece ben bileyim. Unut benim yanımdayken “erkek adam ağlamaz” lafını… acını bileyim acım olsun… Kara bulutlarını kovalayayım en neşeli halimle daha olmadı oturur gözyaşını paylaşırım seninle… Sen yeter ki bana dökül sadece ve sonra gülmek için başkalarına gitme… İşte o zaman 2 kişi saymazlar bizi bir oluruz, tek oluruz, yek oluruz seninle...
--------

NEDEN?
Nedir benim sende ki bu çaresizliğim? Nedir benim bitiremediğim şey? Şuan ki nefretim önceki sevgimi karşılamadı mı daha? Eşitlenmedi mi? Sıfırlanmadı mı? Birbirini götürmedi mi? YETMEDİ Mİ???

Tam her şey yoluna giriyor, alışıyorum dediğim anda belirip hayatımı bu kadar yoldan çıkarmayı nasıl başarıyorsun? Ve neden ben tüm nefretime rağmen "Hayır" diyemiyorum!!  Hoş geldin deyip yine en başa sarıyorum!! Sonrası? Sonrasında yine kendi kendine kalmış, nefes alamayan sadece zaman geçsin diye bekleyen biri kalıyor… Böyle zamanlardan sonra, çok sonra, küçük bir ışık görüp tutunduklarımıda  yok ediyorsun… Yeter… Yetmeli artık!!
Nedir benim kendimi senin parçalarında görme isteğim? Bütün olanlara rağmen nedir bu hakkını alma isteği? Konuştuğun her kelime de kendimi arama, yazdığın her şeyde kendimi görme isteği?? Yazdığın kitabın ithafı olma isteği?? Nedir benim bu mazoşistliğim? İnsan nefret ettiği birinin neden parçası olmak ister?
                                                【--------

Bazen diyorum ki bir Kedim olsa ama sonra vazgeçiyorum diyorum ki: ona da yazık…
-`´-

31 Ağustos 2014 Pazar

Erciyes bana küsmüş!! :(

Selam Canlar!!
Geçtiğimiz hafta benim için tümüyle hastane temalıydı. O yüzden pek iyi bir hafta geçirdim diyemem. 2 gün üst üste Kayseri'ye gidip gelmek zorunda kaldık ki bu bazı seyahat şirketleri yüzünden pek keyifli geçmedi. Benim (malesef ki) yol hikayelerim de ünlüdür belki bir ara onu da anlatırım :D İlk gün çok iyiydi ne yolda bir sorun oldu nede serviste. K.K'u seviyorum, inşallah böyle devam ederler. İkinci gün ise M. Turizm(diyeyim siz anlarsınız)le gitmek zorunda kaldık. Servisi yüzünden ne kadar bekledik bilmiyorum. Önceki gün M.Turizmin bekleyen müşterilerinin önünden geçerken "Vah zavallılar hala bekliyorlar" demiştim. Ertesi gün, büyük konuştuğum için benim başıma da geldi. Allahın sopası yok ki gökten indirsin. Bende birazcık hakettim sanki :P Geyiği bırakırsam bu ilk defa başıma gelen bir şey de değil üstelik, Herşeyleri tamamen sorun!! Artık bu şirketle seyahat etmeme kararı almış bulunmaktayım! 
Neyse konumuza dönersek beni her zaman eşsiz manzarasıyla karşılayan Erciyes bu sefer bana yüz vermedi. Bakın işte burda:
Kayseri benim üniversite şehrim olduğu için yeri bende ayrıdır tabi Erciyes'inde :D Neden bilmem onu izlemeye doyamam. ^_^ ama bugün Erciyes'in kafası hafif dumanlıymış herhalde.. Normalde onunla böyle vedalaşırdık, bakın:

Hangi mevsimde olursak olalım, uzaktan veya yakından farketmez bana arz-ı endam eden Erciyes içine kapandı, karardı. Belki ben onu bırakıp gidiyorum diye belki de dinlediğim şarkılar ona da dokundu, ne dersiniz?


Diş Doktorlarına Selam Olsun (!)

Selam canlar! Nasılsınız görüşmeyeli? Ben pek iyi değilim ama siz iyi olun inşallah. Bu aralar diş doktorlarıyla başım dertte o yüzden size biraz dert yanacağım :D Yaşadığım trajikomik olaylara birisi daha eklendiği için sizinle de paylaşayım dedim. :D Geçen sene bu zamanlar kuytulara saklanıp bir türlü çıkmak bilmeyen yirmilik dişimi Kayseri'de küçük bir operasyonla (!) çene kemiğimden almışlardıda biraz rahatlamıştım. Bu sene diğer taraftaki yirmilik dişim saklanmayı bırakıp azıcık ucundan ceee deyince yine soluğu Kayseri'de aldım çünkü Nevşehir'de bu tedavi birazcık zor oluyor. Doktor "Biraz daha sabret bu sanki çıkacak gibi ama çıkmazsa mutlaka gel" dedi ve bunun yanında 2 ayrı çürük dişimin olduğunu ama bunları Nevşehir'de de yaptırabileceğimi söyledi. Böylelikle eve geri döndük vakit kaybetmeden gideyimde daha fazla ağrısını çekmeyeyim diyerekten birde diş doktoru korkumun azıcık önüne geçerekten Nevşehir'deki doktoruma gittim. (Küçüklüğümden beri gittiğim tek doktordur kendisi, işinde ustadır ve en önemlisi İnsan'dır. İsmini de paylaşayım denk gelirseniz içiniz rahat olsun rahatlıkla kendinizi ona emanet edebilirsiniz:"Cengiz Bener") Birde ne göreyim benim doktor tası tarağı toplayıp İstanbul'a gitmiş!!! Bunu öğrendiğim anda ağrılarım dindi ve ben iyi oldum (!) Anneme "hadi anne gidelim gerek yok" dedim ama kime dinletebildim ki! "Gelmişken gitmek olmaz"mış! Binbir endişeyle sıramızın gelmesini bekledik ve sonunda saat 2 gibi sıra geldi. İçeri girdiğimle çıktığım bir oldu çünkü sevgili doktorun çok hastası varmış, dişim bugüne yetişmezmiş... Ayrıca "Yarın sekizde burda ol ilk seni alayım tedaviye, bak buraya kaydediyorum sıra almana gerek yok... " diyerekten uğurladı beni. durum şu ana kadar stabil olay burdan sonra başlıyor. :D

Ertesi gün ben ve annem 7 otobüsüne binerek yine hastaneye gittik. 07.20 gibi hastanedeydik. annem durumdan istifade ederek gelmişken bende göstereyim dişimi dedi ve sıra aldı, ben doktorun sözüne güvenerek sıra almadım.(Ayrıca sorduğum hasta kabul'deki görevlide doktor not aldıysa gerek yok sıra almana demişti) Bana 8'de burda ol diyen doktor 8.35 gibi geldi. Yanına gidip sorduğumda sırayla çağıracağım dedi, dünkü dediklerini hatırlattım ve aldığım cevap " Ben sana sabah erkenden sıra al diye öyle söyledim.. ehu ehu ehu..." Keşke bana böyle ima etmek yerine "sıra al" diye bir cümle kursaydınız daha mantıklı olurdu dedim sadece gülmekle yetindi.Ya sabır diyerek gittim tekrar sıra aldım. Annemin sırası 2 benimki 12!! Doktorların bu şaka anlayışına bayılıyorum ben ya!! Gariplerin eğlenecek başka birşeyleri yok hastalarla idare ediyorlar! ah aahh Cengiz'im nerelere gittin de bıraktın bizi bu manyaklara!! Sinirden köpürerek beklemeye koyuldum ama ben çoktan vazgeçtim muayene olmaktan. Derdim annemi gösterelim ondan sonra gidelimdi ama tabi yine bekledik. Annem sağolsun beni "Bunda da vardır bir hayır, dur bakalım geldik gitmeyelim" diyerek birazcık sakinleştirmeyi başardı. Sıra anneme geldi ve muayene olmak için içeri girdi. Baktım kadın muayenehaneyle tuvalet arasında mekik dokumaya başladı ne oldu diye yanına gittim. Meğer Doktor bey içerdeki lavaboda hastaların ağzını temizletmiyormuş. Böyle bir şey varmı ya? Diş doktorunda yanındaki lavaboyu kullanmayacaksın genel tuvaletteki lavaboyu kullanacaksın! Sebebiyse lavabonun "arızalı" olmasıymış. Daha öncede gelmiş diğer hastalardan öğrendiğim kadarıyla lavabo sürekli arızalıymış herhalde buda "Arızalı Asansör"ün başka bir versiyonu olsa gerek. Neyse efenim 2. dalga siniride atlattıktan sonra öğleden sonra bana ancak sıra geldi. İçeri girdiğimde doktor gülerek " ya bak sabah sıra alsaydın böyle olmayacaktı..." dedi bende elimdeki sıra kağıdını masanın üzerine hafif fırlatarak "Oldu birşeyler(!) Doktor bey isterseniz bu konuyu burda kapatalım" diye azıcık çıkışarak koltuğa oturdum. Muayene sırasında bana nefes alma fırsatı vermediği için hafif yutkunma hareketi yaptım ne dese beğenirsiniz? "Bak bu alet kesici dilini keser, hoş benim için hiç sorun olmaz senin dilin kesilir... kkk" Konuşma fırsatım olmadığı için doktora ters bakmakla yetindim ve bu sayede nefes alabilmek için biraz fırsatım oldu. Dolgu dişimdeki çürük artık iflah olmayacağı için oraya protez ekleyecek ve bunun için kalıp alacaktı. Ağız yapıma göre çok çok büyük bir kalıpla işe koyulunca tabi içim bulandı. Bekle işaretimi anlamamakta ısrar eden doktorun az daha üzerine afedersiniz ama çıkarıyordum. Halbuki birazcık müsade etse ne kendi zorlanacak nede ben. Acıyı hissetmemem için yaptığı iğne nedeniyle dişlerimin kontrolü bende değildi bu yüzden kalıbı alırken birde doktorun elini ısırmışım. :D Haberim yoktu doktorun " ama bak elimi ısırıyorsun.. " deyişiyle farkettim ve artık gerilen sinirlerimle birlikte gülme krizine girdim. Doktorun eli ve kalıp ağzımda ben ise kahkaha atmaya çalışıyorum. Doktorcuğun gülmelerine bende katıldım sanki kendi yeterince gülmüyormuş gibi birde bana ne dese beğenirsiniz? "Ama bak ben çok ciddiyim ehu ehu..." evet doktorcum bende çok ciddiyim :D :D ahahah :D Bu arada söylemeden edemeyeceğim afedersiniz ama doktorun üzerine kusmadığım için çok pişmanım!! Buda hayattaki pişmanlıklarım arasında yer alacak, hoş olsun azıcık elini ısırdım ama yetmedi sinirimi yatıştırmaya :D :D Haftaya yine "randevumuz" var tabi bu sefer ne olursa olsun sıra alacağım doktora güvenmek yok! Bakalım beni daha neler bekliyor..

Bu arada doktorun tüm derdi anlaşıldı; meğer sabah büfeden simit alırken biriyle kavga etmiş birazcıkta dayak yemiş gözlüğü felan kırılmış, O canımda hıncını hastalardan çıkarıyormuş meğer, yazık... (!)

18 Ağustos 2014 Pazartesi

8 yılını doldurmuş bir dev: BIGBANG!!!


Bu gün BIGBANG'in 8. yılı!! Tam 8 senedir müziği yönlendiren krallar hayatımızda! 
İyi ki doğdun BIGBANG!!! İyi ki doğdun VIP's!!!
Bu gurur bu sevinç nasıl anlatılır bilmiyorum, heyecanımı anlatmaya kelimeler yetmiyor!! Onların olmadığı bir anımı düşünemiyorum. BIGBANG olmasaydı hayat renklerimden biri eksik olurdu, yarım kalırdım bunu biliyorum... Bu kadar özel bir grubun fanı olduğum için çok mutluyum... 
BIGBANG'e bana kazandırdıkları güzel dostlar için bana kattığı onca güzellik için çok teşekkür etmek istiyorum. Onların benim hayallerimin gerçekleşmiş hali o yüzden ne desem az kalır...

Nice mutlu yıllara BIGBANG!!!
Nice mutlu Yıllara VIP's!!!!
Birlikte nice sekiz senelere!!! 

Kutlamalar başlasın!! En yakın zamanda bir comeback haberi almak dileğiyle!! ^_^
Bugüne en güzel yakışan şarkı: UNTIL WHENEVER!!!
Sözümüzü Unutma!!
Forever and Always!!!

"Her zaman solabilecek bir çiçek olmak yerine ısrarla hayatta kalan yabani otlar gibi olmak için çok çalışacağız!"

[Özel Bölüm] Mutluluktan Gözleri Dolmuş Fangirl Anlatıyor: BIGBANG'e Hediye Projemiz! ^^

Merhaba Canlar!!
Bugün size beni son derece mutlu eden bir konudan bahsetmek istiyorum. Bundan yaklaşık bir yıl önce bir grup dostla bir etkinliğe başladık ve bu günlerde emeklerimiz meyvelerini vermeye başladı. En başından anlatmak gerekirse; günlerin sıkıcı geçtiği bir gün bana Bigbang'in kazandırdığı güzel insanlardan olan Azra'dan bir mesaj aldım "Bigbang'e hediye göndereceğiz, sende katılır mısın?" demişti. Hatta o sıralar (aynen şimdiki gibi :P) bir işim olmadığı için maddi sıkıntı çekmemem için utana sıkıla teklif etmişti bunu. Bende VIP kardeşimin yüzünü kara çıkarmayacağıma, elimden gelenin en iyisini yapacağıma söz vererek kabul etmiştim. O gün ki heyecanımı hala hatırlıyorum. Günüm aydınlanmıştı! Benim için bu durum çok değerliydi hala da öyle hatta katlanarak çoğalıyor da diyebilirim :D Size bugün anlatacağım şeyde tamda bununla ilgili! Başlangıçta "Yapabilir miyiz, Nasıl olacak, Nerden başlayacağız?" olan soruların hepsi bir yanıt buldu ve hayal gerçeğe dönüşmeye başladı. Şimdi ise gerçekleşen bir hayali yaşıyoruz ekipçe! Bunun mutluluğunu anlatamam! Gururluyuz! Mutluyuz!! Heyecanlıyız!!! Birde projemiz sonuca ulaşırsa; şuan Kore'de olan hediye paketimiz Bigbang'in eline ulaşır ve bir geri dönüş alabilirsek değmeyin keyfimize! Dünyanın en mutlu insanları olabiliriz!:D
Başlangıçta birçok kişiden oluşan grubumuz zaman zaman eksilerek yoluna devam etti. Hayat şartları (vb.) bazı çinguları bizden kopardı ama olsun onlara da emekleri için çok teşekkür ederim kendi adıma ^^ Yaşadığımız tüm zorluklara rağmen Hanife, Can, Azra, Seha, Betül, Mervem, Gabriela ve ben size bu çok emek verdiğimiz projeyi sunmaktan gurur duyarız!! Can bu konuyu bloğunda en ince ayrıntılarıyla anlattı sizde merak ediyorsanız şöyle buyrun: Tık Tık
Bu arada bu konu hakkında bilgi almak isterseniz yukarıda twitter hesaplarımızı ekledim, bize burdan ulaşabilirsiniz.Ayrıca bir konuya da açıklık getireyim biz hiçbir fan sayfasına veya sitesine bağlı bir grup değiliz bu yüzden bu proje belirli bir fan sayfasının projesi değildir tamamen bize aittir!!
Son olarak bu yazıyı da yazma sebebim olan şey ise, bazı insanlar size çok uzaktayken bile yakınınızda gibidir her zaman destekçiniz olurlar, beraber ilerlersiniz, bana bu proje böyle dostlar kazandırdı. En önemlisi de bu proje sürecinde biz hayallerimizide emeklerimizide birlikte paylaştık. Bu yüzden bence projemiz şimdiden başarıya ulaştı. ^^ Çok mutluyum Bigbang'in bana kattığı güzelliklere biri daha eklendi onlar sayesinde muhteşem dostlar kazandım. O yüzden Bigbang'e ayrıca teşekkür ediyorum. Bunun yanında özellikle yol arkadaşlarım Hanife, Can, Azra, Seha, Betül, Mervem, Gabriela'ya emeklerinden ötürü çok çok çok teşekkür ediyorum. Hepiniz ayrı ayrı çok seviliyorsunuz çingular!! :* #TurkishVIP #BlackVIP
Şimdi sanki kutlama zamanı?? Hadi o zaman!! ^_^

We are Fantastic Baby!!! ^_^

DUYURU: Şuan 19.08.2014 ve saat 00:40 ı gösteriyor. Bu yazının üzerinden çok geçmedi aldığım bir habere göre Gönderdiğimiz Hediyeler YG Binasından içeriye girdi. Yani şuan Bizim hediyeler BigBang'le aynı havayı soluyor! Başardık!! Mutluluktan ölebilirim! Artık bundan sonrası bizimkilere kalmış, belki bir reaksiyon alırız?? Ne dersiniz olmaz mı?? :D

14 Ağustos 2014 Perşembe

Bir "Dede" Masalı

Bugün birazcık saçmalamaya birazcık da kafa dağıtmaya ihtiyacım var o yüzden size bizim ailenin eşi zor bulunur üyelerinden sadece biri olan dedemi anlatacağım :D (Bizim ailedeki üyelerin hepsi kendine has garip özellikler taşır) "Başka konu mu bulamadın dedenden başka???" dediğinizi duyar gibiyim :D Niyetim kendimle kafa bulmak o yüzden şuan bu yazıyı okumayı bırakabilirsin ;) Bazen insan içinden çıkamadığı durumlarla da dalga geçebilmeyi bilmeli değil mi?? Hadi başlıyorum :D
 Bir varmış bir yokmuş bir zamanlar bir kız varmış ve doğal olarak bu kızın birde dedesi varmış. Kız dedesiyle hiç mi hiiiiiiiç anlaşamazmış. Hoş tek anlaşamayan o kız değilmiş ya neyse.. :D Bu dede öyle bir dedeymiş ki "50 yaşından sonra" sırf rehber olan oğlundan daha iyi ingilizce konuşabilmek inadına tutunup (ona göre turistlerle konuşmak için) ingilizce öğrenmiş hemde anadili gibi.. İngilizce öğrendikten sonra yolda karşılaştığı turistleri  ısrarla eve davet edip yedirip içirip doyurduktan sonra kendi söylediği ilahilerle uğurlayan bir misafirpervermiş. Ama gel gör ki aynı misafirperverliği kendi ailesi için göstermezmiş. Mesela eve 1 (bir) tane balık satın alıp gelirmiş "hadi şu balığı fırında pişirinde yiyeyim" dermiş karısını ve çocuklarını kendi kadar düşünmezmiş. Emekli maaşını sadece kendine harcadığı halde bir türlü borçları bitmezmiş çünkü turistlere karşı çok misafirperver olmanın yolu borç yazdırmakmış. Ne garip değil mi? :D Bu dedeye "Yapma!" dendiğinde tutan inadı bu aileyi baya zorlu olaylara sürüklermiş. Halbuki yap denileni yapsa hiçbir sorun yaşanmayacakmış. Ama ne yaparsın inat işte?
 Efendim zat-ı muhterem dede efendinin elinden geçen tüm araçlar için geçerli olan bir alternatif tıp uygulaması vardır. Mesela arabanın motoru mu delindi servise götürmek yerine bir kilo incir alınıp motor onunla tıkanır, yok efendim farklı bir bölgede bir sorun mu var getirin 2 kilo pul biberi orayı kapatır sorun ortadan böylece kalkmış olur! Dikkatinizi çekerim dedenin kullandığı motorsiklet, otomobil, traktör hatta bisiklet için bile aynı işlemler geçerlidir ve son olarak hepsi kendine has seslerinden dolayı 1 km öteden bu dede insanının geldiği anlaşılır. :D Bu dedecik çok koleksiyoner bir zatmış. Koleksiyonun ismi ise: "Sadece Bir Kez Kullanılan ve Sonra Kaderine Bırakılan Eşyalar" mış. Mesela bu aletlerin içinden bir tanesini örnek göstermek gerekirse; kredi çekerek aldığı ama hiç binmediği (ve hiçkimseye de el sürdürmediği) Yürüyüş Bandı, evet yanlış duymadınız Yürüyüş bandı! Ahh ne hayaldi: dedecik bu aletle yürüyüp o göbekçiğini eritecekti ama olmadı kısmet değilmiş. Hayat çok zor!!! Olsun Yürüyüş bandı yerine şimdi araba kullanıyor bakkala giderken bile!! :D
Hommer Simpson + Birkaç göbek daha = Dedem

Neyse bugünlük bu kadar yeter. Fazlası bünyeye ağır geliyor. :) Size geçenlerde yaşadığımız bir olayı anlatarak konuyu bitiriyorum. Anneannem ve dedem bize geldiler. Birlikte piknik yapmak için Kızılırmak'a gittik. Akşama doğru eve döneceğimiz sırada dedem karşıdan gelen turist görünümlü bir erkek ve bir kadına herkesin duyacağı bir şekilde seslendi:
-Helloo!! Where are you from???
-Biz Türküz.... kkkk
O an dumura uğramış halimle düşündüm "İngilizcede "Biz Türküz" ne demekti yaf?" diye. Rezil olmak insana böyle şeyler düşündürtebiliyor gülmeyin :D Sonrasında anneannemin kızması sonucu dedemin verdiği yanıtta tarihe altın harflerle işlenmelidir:
-Ne kızıyorsun yav, ben sorduğum sorunun cevabını aldım işte...
Ahh ah dedecik biz seninle ne yapacağız???

4 Ağustos 2014 Pazartesi

EfeKızı Döndü: Bir Refakatçinin Anıları! ^^

Anyoonngg çingular!!! Hellöööö!! Selam Canlar!! Ben geldim!! EfeKızı sonunda yuvaya dönüş yapabildi. 15 günlük bir hastane döneminden sonra normal hayata dönmek müthiş bir duygu! Merak edenler için anlatayım; Teyzem böbreğinden ameliyat olacaktı o yüzden bende yanında refakatçi olmak üzere bir süreliğine Ankara'da misafir oldum.  Yaklaşık 1 ay kadar Ankara'daydım ve zamanımın yarısı hastanede geçti, Çok şükür hastahanede işimiz kalmayınca çıktık ama o 15 günün nasıl geçtiğini bir ben biliyorum. Allah kimseyi hastaneye düşürmesin ne iyi olarak nede hasta olarak!! (Amiiiiiiinnnnn!!)
Bugün eve dönmemin şerefine size o 15 günlük sürede gözlemlediklerimi anlatacağım. Hafif trajikomik olaylar yaşadığım için anlatacak konu bulmada zorluk çekmiyorum her zamanki gibi :D 
İlk önce eğer hastanede kalma gibi bir durumunuz varsa (inşallah olmaz) yanınıza asla ve asla "Ölü Canlar" veya "Sefiller" gibi ismiyle müsemma kitaplar almayın. Gelen geçenden "Okuyacak başka kitap bulamadın mı?" diye azar yiyorsunuz. :D Hastane psikolojisini okuduğunuz kitapların isimleri bile etkiliyormuş bunu farkettirdiler, sağolsunlar varolsunlar! :D
Hastanede kaldığınız süre içinde farklı teoriler geliştirmeye başlıyorsunuz. Mesela doktor ve hemşire olacak "insanların" eğitimlerine başlamadan önce bir hastanın yanında refakatçi hayatı yaşamaları gerektiği!!! Bu sayede "İNSAN" olan doktor veya hemşire olabileceklerine inanıyorum! Yani daha umudumu yitirmiş değilim. Sağolsun bazı doktor ve hemşireler bu tezimi hala ayakta tutuyorlar. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim Mahmut Hemşire Allah senden ve senin gibi hemşirelerden razı olsun! İnsan olarak kalanlardandır kendisi! Belki denk gelir okursun burayı bilemem ama sağolasın :D
Hastanede 5 yaşındaki çocuk bile "Bu dünya kimin?" "Bu dünyayı da mahvedecem kendimi de mahvedecem!" diye bağırıyor ve yan yataktaki 80'lik nene de "Olmuyor oğlum öyle, olsaydı şu pencereden ben kendimi atacaktım!" diyorsa demek ki bir yerde bir şeyler yanlış gidiyor demektir??? Sizce?? Bence böyle?

Neyse benden şimdilik bu kadar, daha güzel daha iç açıcı bir konuda tekrar görüşmek üzere canlar!! Kendinize dikkat edin ve dilerim asla trajikomik bir hastane anınız olmasın! Görüşmek üzere!! ^^

20 Haziran 2014 Cuma

Bu Kadar Zor Olmamalı...


Bu kadar kolay olmamalı iki insanın birbirini sürekli incitmesi... Birbirlerini anlamamaları... Güven denen tek kullanımlık geridönüşümü yıpratmak... Hoşgörüyü kaybetmek... Yitip gitmiş sevginin ardından bakakalan saygıyı da kapıda bırakmak... Tüm umutlar bitmişse bırakmak yerine hala ellerini kanatırcasına uçurumun kenarında tutunmak... Özellikle de yirmi küsür yılı birlikte geçirmiş iki insan için... Her şey bu kadar zor olmamalı...
Bugün içimi dökeceğim biraz, konuşacak kimsem olmadığı için bloğum bak yine sana geldim... Anlatacaklarımın arasında boş yerler olacak oraya istediğiniz kişiyi koyabilirsiniz nasıl olsa ben kim olduklarını biliyorum...
Yakınlarda kim oldukları önemli değil iki kadının ortak dertleşmelerine misafir oldum daha doğrusu zorla davet edildim:
-Çok zor, olmuyor.. Ne kadar inat! Ne desem hep tersinden anlıyor kavgasız konuşamıyoruz. Bizim küçük oğlan sınava hazırlanıyor diye belli etmemeye çalışıyoruz ama anlıyormuş. Geçen gün babasına intihar eden bir çocuğun haberini açmış izletmiş...
-Anlar tabi, anlamaz mı hiç? Siz yine kavga ediyormuşsunuz biz onu da yapmıyoruz, konuşmuyorum bile artık ben.
-Sizinkiler fark etmiyor mu? Hoş seninkiler büyük o kadar etkilenmiyorlardır. Kız EfeKızı söylesene merak ediyorum bu konuda ne hissediyorsun, o kadar etkilemiyordur değil mi??
Ben bu soruya sessizlikle cevap verdim. Cevap verip bu iğrenç konuyu kendimce devam ettirmek istemedim. Hoş cevap versem bunu anlayacak kadar empati kurabileceklerini de zannetmiyordum. O an içimden şunları söylemek geldi ama dediğim gibi sustum:
"Evet, belki intihar etmeyi düşünmüyorsun ama artık küçük bir çocuktan farklı düşünebildiğin için daha çok acıtıyor. Kendinle dalga geçilmiş gibi hissediyorsun. Sanki diyorlar ki: "Bak seni besleyip büyüttük ama biz birbirimize o kadar zıttız ki sende bizim en büyük anlaşmazlığımız, sevgisizliğimiz (...) hoşgörüsüzlüğümüzsün. Artık dünyaya geliş amacının ne olduğunu öğrendin. Hadi kolay gelsin, bundan sonraki hayatında başarılar(!)"
Kimse bana evliliğin mükemmelliğinden, faydalarından "amanda ne güzel"liğinden bahsetmesin. Ben evlilik denen mutluluğu kanıtlanmamış teoriye inanmıyorum. Bana göre ayı evi paylaşan, sürekli birbirini incitmeye çalışan insanların oynadığı skorsuz bir maç. Ne kazanan ne kaybeden ikisi de belli değil, bildiğin anlaşmalı bir düşmanlık! Evlilik hakkında başka türlü konuşamıyorum çünkü bu düşüncemi yanlışa çıkaracak bir doğru örnek göremiyorum çevremde...
Erkeğin bilmem ama ben bir kadının vazgeçişini ne kendimden öğrendim nede kadınlar üzerine yazılmış özlü sözlerden. Biliyorum ki bir kadın ne kadar çok konuşuyor ne kadar çok bağırıyor ne kadar çok çabalıyorsa o kadar değer veriyor demektir. Sustuğu an, kelimelerini tamamen bitirdiği an, artık nefesini sana harcamadığı an her şey beraberinde bitmiş çıkmaz yola girilmiş demektir.
Kadının sessizliğine bürünen bir ev bence kimin daha önce cinnet getireceğinin belirlendiği ilk adımdır. Kadın susuyor ve erkek sürekli konuşuyor her şeyden habersizce... Aradaki sessizlik ve boşa dökülen kelimeler çocukların üzerine yükleniyor. Gerisi zaten aynı evi paylaşan pansiyoner ilişkisi; ne birlikte ne ayrı...
Bana kattığı bu tecrübeler için emeği geçen "Susmuş Kadın"a teşekkür ediyorum..
Şimdi yine her şeye rağmen bir umuda bağlanıp söyleyebileceğim tek şey: Bu kadar zor olmamalıydı...

11 Haziran 2014 Çarşamba

Mutluluktan Gözleri Dolmuş Fangirl Anlatıyor VOL6: TAEYANG'IN DOĞUŞU "RISE"

Evet beklediğimiz gün geldi!!! Taeyang sonunda RISE'la geri döndü!!!

Albüme geçmeden önce içimdekileri dökmem lazım. Eğer YG'ye saydıracağım bölümü okumak istemiyorsan yıldızlarla ayrılmış bölümü okumadan geçebilirsin ;) Ayrıca bu yazı bol Fangirllük içerir, geç değil şuan kaçıp kendini kurtarabilirsin!! :D :D
___╰☆╮___ ╰☆╮___╰☆╮___
 Bundan tam 8 ay önce Mutluluktan Gözleri Dolmuş Fangirl Anlatıyor serimin Taeyang'ın solosu Rınga Lınga'yı anlattığım yazımı şöyle bitirmiştim:
"... Tae'nin albümü tamamen ne zaman çıkacak yoksa YG yine bir trollük yapıp bizi tek şarkıyla mı avutacak şuan için net bir bilgi yok! Hala bekliyoruz!! ..." 
Ve evet beklendiği gibi YG bizi 8 ay boyunca tek şarkıyla bekletti. Yok bu ay çıkacak yok şu ay derken onca zaman sabırla bekledik çünkü alıştık. Böyle ertelemeler YG için bir "Albüm Öncesi Ritüelidir" yapmazsa olmaz içi rahat etmez!! Sizi temin ederim 8 ay boyunca Güneş'in doğmasını beklemek nedir "ANLAYAMAZSINIZ!" :D ahaha :D :D
Peki YG hiç bu kadarla kalır mı? Evet hep birlikte söylüyoruz: Haaayyııırrrr!!! YG aylarca oynadığı yetmiyormuş gibi birde saatlerle oynadı bizimle. Anlamıyorum bu adamın zaman algısını!! Eğer senin bir sanatçın comeback yapacaksa tarihi albümün yetişeceği bir zamana ayarla ve söz verdiğin tarihte söz verdiğin saatte yayınla? ama yok o zaman VIP'ler nasıl deliye dönecek? Olmaz mutlaka bir kaç ah alacak ki içi rahat etsin!!!YG seni hiç comeback için geri sayım aracıyla bekklettiler mi? o Hissi bilmiyorsun değil mi? İşte hep o duyguyu tatmadığından bunlar!! Birazcık empati lütfen! :D :D ama ben akıllandım bundan sonra YG'nin verdiği tarihlere +3 gün ekleyeceğim. Belki yavrularıma biraz geç kavuşurum ama hiç yoktan beklemekten ve tekrar tekrar trollenmekten sinirlerim bozulmaz! Evet YG'ye saydırma bölümünü burada bitirirken YG'ye açıkca söyleyeceğim tek şey şu: YG her ne kadar trollüklerine saydırsam da böyle mükemmel sanatçılar yetiştirdiğin için çok teşekkür ederim sana!! Şu trolleme alışkanlığın da olmasa iyisin iyi! ;) ahaha :D :D
VIP olmak erdemliliği de beraberinde getirir çünkü beklemek ve sabır bir VIP'in ana damarlarından biridir!!! #STAYSTRONGVIP #DirenVIP 
___╰☆╮___ ╰☆╮___╰☆╮___
Sizi temin ederim ki Taeyang öyle bir dönüş yaptı ki yıllarca aylarca beklediğimize değdi!! Rınga linga'nın çıktığı zamanda söylemiştim bu tek şarkı bana yetmedi diye o yüzden bu 9 şarkılık albüm beni mutlu etmeye yetti de arttı bile. Çünkü her şarkı güzel! Hem nasıl olmasın ki?? Taeyang'ın eşsiz bir sesi varken onun söylediği her şarkı güzelleşir. Aman sevgili okuyucu Hayranı olduğum için övdüğümü felan sanma gerçekler bunlar!! Dinlediğin zaman sende anlayacaksın ne demek istediğimi!!  ^_^ 



Taeyang'ın albümünün ismi: "RISE" Tam 9 şarkıdan oluşuyor. Şarkıların sözleri Taeyang ve YG'nin söz yazarlarından, O sözler birde Taeyang'ın eşsiz sesiyle birleşince beklendiği gibi ortaya müthiş bir albüm çıktı. albüm yayınlandığı anda tüm listelerde 1. oldu anlayacağınız allkill yaptı!! Yakışır Güneşime!! Hadi daha fazla bekletmeden albümün çıkış şarkısı ve klibini izleyelim:
 EYES, NOSE, LIPS

Kızı yaktın bizi de yaktın Taeyang!! :D
...One Love, One Heart...
Albüm yayınlanmadan önce neden bilmem bu şarkı sanki daha hareketli bir şarkıymış gibi gelmişti.Ve o yüzden Rınga Linga'nın klibi gibi bir klip beklemiştim. Ve klip yayınlandıktan sonra baktım ki alakası yok. Şarkı zaten müthiş diyecek tek kelime yok alıp götürürüyor insanı ama klipte çok güzel. Bir klip ancak bu kadar sade ve aynı zamanda bu kadar anlamlı ve duygusal olabilirdi. Açık söylemek gerekirse ben çok etkilendim. Güneşim yaktı geçti... Bazıları klipte Taeyang'ın çıplaklığına takmış ama VIP olanlar bilirler ki bu ona has bir giysi! :D Taeyang'ın üzerinde bir şeyler görmeye alışkın olmadığımız için bize hiç garip gelmedi doğrusu :D ama TOP'yi böyle görseydik emin olun yer yerinden oynardı! :D ahahaha :D


Taeyang Güneşim sen nasıl güzel bir şey olmuşsun yahu!! Sesin, şarkıların, sen!! Dinlerken mest oldum! Bu kadar özlediğimize değdi!! Hangi kelimeler ifade eder bilemiyorum!! Müthişsin!!! Mükemmelsin!! Eşsizsin Güneşim!!! 
Bu arada Röportajlarında Taeyang hala ilk aşkını unutamadığını anlatıyor bu şarkıda ona ithaf edilmiş gibi durmuyor mu sizce de? Görüyorum görüyoruuumm: Taeyang'ın ilk aşkı ben olsaydım keşke diyen milyonlarca fangirl görüyoruuummm!! (Bende dahilim o gruba! :P) Tamam tamam vurmayın beni fena "Güneş" çarptı ondan bunların hepsi!! :D :D Ayrıca bu şarkıyla birlikte 2 şarkıya daha klip çekileceği gelen bilgiler arasındaydı. Haziran'ın 8'inde 1AM ve haziran'ın ortalarına doğru da Body'ye. Sonunda o gün geldi ve 1AM'ın klibine de kavuştuk. Bu yazıyı biraz geç yazmamın sebebi budur son gelişmeleri de konuya ekleyebileyim diye ^_^


Gitti yavrucağım!! Gitti saf çocuğuumm!!! Zamanında bir klipte (My Girl'de) ilk öpücüğünü alan Taeyang'la şimdiki arasında farkı hepimiz gördük :D Hatta attığı bir tweette bunu kanıtlamış oldu:
"Yea.. I did it.." diye övünen bir Taeyang artık utangaç değildir değil mi? Hani zamanında dansçı kızlarla heyecandan dans edemeyen Tae?? ^_^ Klibi izledikten sonra Adile Naşit'in "gittii gittiiiiii" nidalarıyla kısa bir ağıt yakmanın ardından gerçeklerle yüzleştim: Tae'miz artık büyüdü!! :D ahahaha :D Şakayı bir kenara bırakırsak klip yayınlandıktan sonra Twitter ahalisi klip üzerine geyiklerine başladılar ki VIP'leri tutabilene aşk olsun!! Tabi ancak idolünün kiss sahnesiyle bu kadar geyik yapabilen başka bir fan grubu var mıdır bilemiyorum :D
Taeyang ilk canlı performansını Eyes, Nose, Lips ile yaptı. İşte o performans:

Yorumu size bırakıyorum; sahnede sadece kendisiyle bu kadar etkileyebilen başka biri var mıdır?

Albümde birde G-Dragon'la bir düet var ki yine dinlenilesi şarkılardan. Hoş albümdeki şarkıların hepsi mükemmel! Albümü baştan sona dinlemeye doyamıyorum ^^ Bu şarkının "Canlı performansını izlemeyi çok istiyorum! İnşallah VIP'lere bir süpriz yaparlar!!" diye günlerce dua etmiştim ki kabul oldu! İşte sözleri GD'ye ait olan o şarkı ve performans:
STAY WİTH ME

Siz nasıl bu kadar güzel olabiliyorsunuz?? Sahnede parlamayı nasıl bu kadar başarabiliyorsunuz!! GD ve Taeyang bu performans için prova almamışlar ve bu kadar mükemmeller!! diyecek tek kelime bulamıyorum. Onları birlikte sahnede görmeyi özledim; BIGBANG'i özledim... Bu arada Şarkının güzelliğine mi ağlayayım yoksa GD'nin şarkıyı evlenme teklifi yapar gibi yazmasına mı bilemiyorum.. Pöhhhüüü >.<
Ve benim Eyes, Nose, Lips'ten sonra en çok sevdiğim 2. şarkı: 
THROW AWAY
"Dökülmeyecek bir damla göz yaşı daha 
vaktim bile yok buna 
"durmayacağım
bundan böyle
alışkınım yalnızlığa""

(Çevirisi için: Tık Tık)
Size tanıtmak istediğim bir şarkı daha var ki bu şarkı ne sözlerle anlatılır nede uzun uzun cümlelerle.. Sadece şarkıyı dinleyin ve bırakın sizi alıp götürsün.. Tablo'nun sözleri, Taeyang'ın sesi ve üstüne tek söz söylenemeyecek kadar enfes bir şarkı... Kısaca mahvetti bu şarkı beni...
Love You to Death

Ve son olarak yine bir VIP olmanın gururunu yaşıyorum. Hiçbir zaman hayal kırıklığına uğramadım, uğramayacağım da adım gibi biliyorum!! Bir kez de kötü bir şey yapın neden bu kadar mükemmelsiniz ki? Kendimden bile şüphe ederim ama sizden etmem sonuna kadar mükemmellik bu işte!!! 
Bu serinin yeni yazısını Daesung'un dönüşü veya BIGBANG'in dönüşü hakkında yazmak istiyorum ama görünüyor ki YG papa Daesung için savaş başlatmayalım diye bizi Japonca single'la avutmaya, BIGBANG içinse daha fazla bekletmeye kararlı o yüzden bu serinin devamının gelmesi yıllar alabilir!! Yazının başında YG için "Trollükleri olmasa iyidir iyi" demiştim değil mi? Şuandan itibaren bu söz tarafımca geçerliliğini bir sonraki emre kadar yitirmiştir!! YG bundan sonra Trol Ağası'sın benim için!!! #DayanVIP #DayanEfeKızı
Şimdilik bu kadar çingular!! Yeniden görüşmek üzere bol RISE'lı günler hepimize!! :D

BigBang'i daha yakından tanımak istersen şu yazıma bir göz at ^_^

Bu serinin diğer yazılarını da okumak istersen;