gökkuşağı

yirmilik diş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yirmilik diş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ağustos 2014 Pazar

Diş Doktorlarına Selam Olsun (!)

Selam canlar! Nasılsınız görüşmeyeli? Ben pek iyi değilim ama siz iyi olun inşallah. Bu aralar diş doktorlarıyla başım dertte o yüzden size biraz dert yanacağım :D Yaşadığım trajikomik olaylara birisi daha eklendiği için sizinle de paylaşayım dedim. :D Geçen sene bu zamanlar kuytulara saklanıp bir türlü çıkmak bilmeyen yirmilik dişimi Kayseri'de küçük bir operasyonla (!) çene kemiğimden almışlardıda biraz rahatlamıştım. Bu sene diğer taraftaki yirmilik dişim saklanmayı bırakıp azıcık ucundan ceee deyince yine soluğu Kayseri'de aldım çünkü Nevşehir'de bu tedavi birazcık zor oluyor. Doktor "Biraz daha sabret bu sanki çıkacak gibi ama çıkmazsa mutlaka gel" dedi ve bunun yanında 2 ayrı çürük dişimin olduğunu ama bunları Nevşehir'de de yaptırabileceğimi söyledi. Böylelikle eve geri döndük vakit kaybetmeden gideyimde daha fazla ağrısını çekmeyeyim diyerekten birde diş doktoru korkumun azıcık önüne geçerekten Nevşehir'deki doktoruma gittim. (Küçüklüğümden beri gittiğim tek doktordur kendisi, işinde ustadır ve en önemlisi İnsan'dır. İsmini de paylaşayım denk gelirseniz içiniz rahat olsun rahatlıkla kendinizi ona emanet edebilirsiniz:"Cengiz Bener") Birde ne göreyim benim doktor tası tarağı toplayıp İstanbul'a gitmiş!!! Bunu öğrendiğim anda ağrılarım dindi ve ben iyi oldum (!) Anneme "hadi anne gidelim gerek yok" dedim ama kime dinletebildim ki! "Gelmişken gitmek olmaz"mış! Binbir endişeyle sıramızın gelmesini bekledik ve sonunda saat 2 gibi sıra geldi. İçeri girdiğimle çıktığım bir oldu çünkü sevgili doktorun çok hastası varmış, dişim bugüne yetişmezmiş... Ayrıca "Yarın sekizde burda ol ilk seni alayım tedaviye, bak buraya kaydediyorum sıra almana gerek yok... " diyerekten uğurladı beni. durum şu ana kadar stabil olay burdan sonra başlıyor. :D

Ertesi gün ben ve annem 7 otobüsüne binerek yine hastaneye gittik. 07.20 gibi hastanedeydik. annem durumdan istifade ederek gelmişken bende göstereyim dişimi dedi ve sıra aldı, ben doktorun sözüne güvenerek sıra almadım.(Ayrıca sorduğum hasta kabul'deki görevlide doktor not aldıysa gerek yok sıra almana demişti) Bana 8'de burda ol diyen doktor 8.35 gibi geldi. Yanına gidip sorduğumda sırayla çağıracağım dedi, dünkü dediklerini hatırlattım ve aldığım cevap " Ben sana sabah erkenden sıra al diye öyle söyledim.. ehu ehu ehu..." Keşke bana böyle ima etmek yerine "sıra al" diye bir cümle kursaydınız daha mantıklı olurdu dedim sadece gülmekle yetindi.Ya sabır diyerek gittim tekrar sıra aldım. Annemin sırası 2 benimki 12!! Doktorların bu şaka anlayışına bayılıyorum ben ya!! Gariplerin eğlenecek başka birşeyleri yok hastalarla idare ediyorlar! ah aahh Cengiz'im nerelere gittin de bıraktın bizi bu manyaklara!! Sinirden köpürerek beklemeye koyuldum ama ben çoktan vazgeçtim muayene olmaktan. Derdim annemi gösterelim ondan sonra gidelimdi ama tabi yine bekledik. Annem sağolsun beni "Bunda da vardır bir hayır, dur bakalım geldik gitmeyelim" diyerek birazcık sakinleştirmeyi başardı. Sıra anneme geldi ve muayene olmak için içeri girdi. Baktım kadın muayenehaneyle tuvalet arasında mekik dokumaya başladı ne oldu diye yanına gittim. Meğer Doktor bey içerdeki lavaboda hastaların ağzını temizletmiyormuş. Böyle bir şey varmı ya? Diş doktorunda yanındaki lavaboyu kullanmayacaksın genel tuvaletteki lavaboyu kullanacaksın! Sebebiyse lavabonun "arızalı" olmasıymış. Daha öncede gelmiş diğer hastalardan öğrendiğim kadarıyla lavabo sürekli arızalıymış herhalde buda "Arızalı Asansör"ün başka bir versiyonu olsa gerek. Neyse efenim 2. dalga siniride atlattıktan sonra öğleden sonra bana ancak sıra geldi. İçeri girdiğimde doktor gülerek " ya bak sabah sıra alsaydın böyle olmayacaktı..." dedi bende elimdeki sıra kağıdını masanın üzerine hafif fırlatarak "Oldu birşeyler(!) Doktor bey isterseniz bu konuyu burda kapatalım" diye azıcık çıkışarak koltuğa oturdum. Muayene sırasında bana nefes alma fırsatı vermediği için hafif yutkunma hareketi yaptım ne dese beğenirsiniz? "Bak bu alet kesici dilini keser, hoş benim için hiç sorun olmaz senin dilin kesilir... kkk" Konuşma fırsatım olmadığı için doktora ters bakmakla yetindim ve bu sayede nefes alabilmek için biraz fırsatım oldu. Dolgu dişimdeki çürük artık iflah olmayacağı için oraya protez ekleyecek ve bunun için kalıp alacaktı. Ağız yapıma göre çok çok büyük bir kalıpla işe koyulunca tabi içim bulandı. Bekle işaretimi anlamamakta ısrar eden doktorun az daha üzerine afedersiniz ama çıkarıyordum. Halbuki birazcık müsade etse ne kendi zorlanacak nede ben. Acıyı hissetmemem için yaptığı iğne nedeniyle dişlerimin kontrolü bende değildi bu yüzden kalıbı alırken birde doktorun elini ısırmışım. :D Haberim yoktu doktorun " ama bak elimi ısırıyorsun.. " deyişiyle farkettim ve artık gerilen sinirlerimle birlikte gülme krizine girdim. Doktorun eli ve kalıp ağzımda ben ise kahkaha atmaya çalışıyorum. Doktorcuğun gülmelerine bende katıldım sanki kendi yeterince gülmüyormuş gibi birde bana ne dese beğenirsiniz? "Ama bak ben çok ciddiyim ehu ehu..." evet doktorcum bende çok ciddiyim :D :D ahahah :D Bu arada söylemeden edemeyeceğim afedersiniz ama doktorun üzerine kusmadığım için çok pişmanım!! Buda hayattaki pişmanlıklarım arasında yer alacak, hoş olsun azıcık elini ısırdım ama yetmedi sinirimi yatıştırmaya :D :D Haftaya yine "randevumuz" var tabi bu sefer ne olursa olsun sıra alacağım doktora güvenmek yok! Bakalım beni daha neler bekliyor..

Bu arada doktorun tüm derdi anlaşıldı; meğer sabah büfeden simit alırken biriyle kavga etmiş birazcıkta dayak yemiş gözlüğü felan kırılmış, O canımda hıncını hastalardan çıkarıyormuş meğer, yazık... (!)

26 Eylül 2012 Çarşamba

BURDAYIM!!!

Evet biliyorum uzun zamandır birşeyler paylaşmıyorum ama burdayım aslında sessizliğimin sebebi yazacak birşeyimin olmaması değil tam tersi o kadar çok paylaşmak istediklerim varki hangisinden başlayayım bilmiyorum. Hatta şu söz tam benim durumuma uygun düşer;

Söylenecek sözün çokluğu, bazen insanı dilsiz bırakır...Tıkanır kalırsınız. Haklılığın suskunluğu diğer suskunluklara benzemez..."

Söyleyecek çok şeyim var ama kırgınlıklarım herşeyi söylememe engel oluyor çünkü bir başlarsam devamı gelir ve durduramam, biliyorum. Kırgınlıklarım en çok da kendime her gördüğümü insan sanmamdan kaynaklanıyor, Saflık değil benimkisi sadece karşımdakini  de kendim gibi bilmem. 
Bu aralar hayat benim için yorucu geçiyor,birkaçını sayacak olursam; Önceki yazılarımda bahsettiğim iş konusu hala bir düzene girmiş değil Şubeyi kapattılar ama hala tazminatımı alabilmiş değilim bugündü yarındı diyerek oyalayıp duruyorlar :( bilen birileri varsa bana anlatabilir mi; iş sahipleri personeli çıkardıktan sonra tazminatları hangi süre aralıkları içinde ödemeliler? ben araştırıyorum tam net bir cevap alamadım. Sonra kardeşim SBS de  Kozaklı Anadolu Lisesi'ni 3. lükle kazandı. Kozaklı Kaplıcalarıyla ünlü Nevşehir'e bağlı bir ilçe, bize 45 dk uzaklıkta o nedenle orda devlet yurdunda kalacak O yüzden Kardeşimi Kozaklı'ya uğurladık ki aklım hep onda inşallah ortama uyum sağlar ve alışır, dualarınızı eksik etmeyin olur mu? :) Veee yirmilik diş çilem bitmiyor, doktorun dediklerini aynen tekrarlıyorum: " Kızım ağzın çok küçük olduğu için dişlerin bile ağzına sığmıyor kısaca durum bu... " dedi ve yirmilik dişimin çıkacak yer bulamadığından çene kemiğine baskı yapıyormuş bu  nedenle küçük çaplı (!) bir ameliyat geçirmemin şart olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım Nevşehir' de böyle bir oparasyonun zor olacağını belirttiler ve Kayseri'ye gitmemi önerdiler oooffff ben çok korkuyorum yaaa Gitmemeyi düşünüyorum ama bu acıya ne kadar katlanırım bilemiyorum pööff yaaauuu utanmasam doktorun önünde tepine tepine ağlayacaktım,dişe yapılan iğneden korkan ben kaldı ki ameliyat olacağım nayır nolamaaazzz eski Türk filmlerinde Araba çarpan kadının gözleri nasıl açılıyorsa bana da öyle olsa araba ağır çekim bana çarpsa ve yirmilik diş bir anda çıksa kaybolsa bende kurtulsaaamm!!! Üzerimden birde Kpss diye bir olay geçti ki hala moralim düzelmiş değil o konuya hiç girmeyeceğim, direk geçelim!!!
Buraya yazmadığım ne çok olay birikmiş ama en geç kaldığımsa G-Dragon'un dönüşü Türünün tek örneği ve en iyisi döndü sonunda oooffff onlar ne güzel şarkılar yaa durun tamam buraya kadar GD'yi bir sonraki yazıma bırakıyorum doya doya tadını çıkarmam lazım azıcık sabredin :D
Güce ihtiyacım var yeniden başlamak için,yeniden iş aramak için... oofff yazarken bile içim sıkılıyor ama toparlanıyorum, dinlendim, yavaştan kendime geliyorum bu aralar bana Muhammed Ali'nin şu sözleri çok destek oluyor;

Gelmiş geçmiş en büyük boksör olarak kabul edilen Muhammed Ali , kendine çok güvenen, başaracağına hücrelerine kadar inanmış, kendini hedefine tam anlamıyla “adamış” biriydi…
İşte o büyük inancı gösteren Muhammed Ali’nin etkileyici ve iz bırakan sözleri…

Bakışlarım size asla yalan söylemez…
Eğer yalnızca bir tane şampiyon olacaksa, bu benden başkası olamaz.
Bana sadece iyi olduğumu söylemeyin.
Çünkü Ben en iyiyim!
Ben en iyisinin de iyisiyim!
Bütün dünyaya haykırmak istediğim şey bu.
Şampiyon benden başkası olmayacak!
Bütün rakiplerime söyleyin…
Eğer korkuyorlarsa, hiç çıkmasınlar karşıma.
Kazansın yada kaybetsinler,
Ama mutlaka bir şampiyon gibi oynasınlar.
Çünkü korkaklarla asla işim olmaz benim.

Eğer korkuyorsan, bittin demektir.
Ya kahramanca savaş ya da çek git.
Eğer kazanacağımı bilmiyorsam, asla ringe çıkmam.
Eğer benim gözlerime korkusuzca bakamıyorsan, kaybettin demekti.
Gözlerime asla korkusuzca bakamazsın.
Çünkü benim gözlerim,
Bu dünyadaki bütün gözlerden daha korkusuzca bakar.
Zorluklar beni asla yıldıramaz,
Çünkü ben imkansıza bayılırım.

Eğer en iyi değilsem, hiçbir şey değilim demektir.


Eğer kaybedeceksen bile,
Bir şampiyon gibi kaybet!!!


Dediğim Gibi BURDAYIM!!! :D