gökkuşağı

14 Ağustos 2014 Perşembe

Bir "Dede" Masalı

Bugün birazcık saçmalamaya birazcık da kafa dağıtmaya ihtiyacım var o yüzden size bizim ailenin eşi zor bulunur üyelerinden sadece biri olan dedemi anlatacağım :D (Bizim ailedeki üyelerin hepsi kendine has garip özellikler taşır) "Başka konu mu bulamadın dedenden başka???" dediğinizi duyar gibiyim :D Niyetim kendimle kafa bulmak o yüzden şuan bu yazıyı okumayı bırakabilirsin ;) Bazen insan içinden çıkamadığı durumlarla da dalga geçebilmeyi bilmeli değil mi?? Hadi başlıyorum :D
 Bir varmış bir yokmuş bir zamanlar bir kız varmış ve doğal olarak bu kızın birde dedesi varmış. Kız dedesiyle hiç mi hiiiiiiiç anlaşamazmış. Hoş tek anlaşamayan o kız değilmiş ya neyse.. :D Bu dede öyle bir dedeymiş ki "50 yaşından sonra" sırf rehber olan oğlundan daha iyi ingilizce konuşabilmek inadına tutunup (ona göre turistlerle konuşmak için) ingilizce öğrenmiş hemde anadili gibi.. İngilizce öğrendikten sonra yolda karşılaştığı turistleri  ısrarla eve davet edip yedirip içirip doyurduktan sonra kendi söylediği ilahilerle uğurlayan bir misafirpervermiş. Ama gel gör ki aynı misafirperverliği kendi ailesi için göstermezmiş. Mesela eve 1 (bir) tane balık satın alıp gelirmiş "hadi şu balığı fırında pişirinde yiyeyim" dermiş karısını ve çocuklarını kendi kadar düşünmezmiş. Emekli maaşını sadece kendine harcadığı halde bir türlü borçları bitmezmiş çünkü turistlere karşı çok misafirperver olmanın yolu borç yazdırmakmış. Ne garip değil mi? :D Bu dedeye "Yapma!" dendiğinde tutan inadı bu aileyi baya zorlu olaylara sürüklermiş. Halbuki yap denileni yapsa hiçbir sorun yaşanmayacakmış. Ama ne yaparsın inat işte?
 Efendim zat-ı muhterem dede efendinin elinden geçen tüm araçlar için geçerli olan bir alternatif tıp uygulaması vardır. Mesela arabanın motoru mu delindi servise götürmek yerine bir kilo incir alınıp motor onunla tıkanır, yok efendim farklı bir bölgede bir sorun mu var getirin 2 kilo pul biberi orayı kapatır sorun ortadan böylece kalkmış olur! Dikkatinizi çekerim dedenin kullandığı motorsiklet, otomobil, traktör hatta bisiklet için bile aynı işlemler geçerlidir ve son olarak hepsi kendine has seslerinden dolayı 1 km öteden bu dede insanının geldiği anlaşılır. :D Bu dedecik çok koleksiyoner bir zatmış. Koleksiyonun ismi ise: "Sadece Bir Kez Kullanılan ve Sonra Kaderine Bırakılan Eşyalar" mış. Mesela bu aletlerin içinden bir tanesini örnek göstermek gerekirse; kredi çekerek aldığı ama hiç binmediği (ve hiçkimseye de el sürdürmediği) Yürüyüş Bandı, evet yanlış duymadınız Yürüyüş bandı! Ahh ne hayaldi: dedecik bu aletle yürüyüp o göbekçiğini eritecekti ama olmadı kısmet değilmiş. Hayat çok zor!!! Olsun Yürüyüş bandı yerine şimdi araba kullanıyor bakkala giderken bile!! :D
Hommer Simpson + Birkaç göbek daha = Dedem

Neyse bugünlük bu kadar yeter. Fazlası bünyeye ağır geliyor. :) Size geçenlerde yaşadığımız bir olayı anlatarak konuyu bitiriyorum. Anneannem ve dedem bize geldiler. Birlikte piknik yapmak için Kızılırmak'a gittik. Akşama doğru eve döneceğimiz sırada dedem karşıdan gelen turist görünümlü bir erkek ve bir kadına herkesin duyacağı bir şekilde seslendi:
-Helloo!! Where are you from???
-Biz Türküz.... kkkk
O an dumura uğramış halimle düşündüm "İngilizcede "Biz Türküz" ne demekti yaf?" diye. Rezil olmak insana böyle şeyler düşündürtebiliyor gülmeyin :D Sonrasında anneannemin kızması sonucu dedemin verdiği yanıtta tarihe altın harflerle işlenmelidir:
-Ne kızıyorsun yav, ben sorduğum sorunun cevabını aldım işte...
Ahh ah dedecik biz seninle ne yapacağız???

4 Ağustos 2014 Pazartesi

EfeKızı Döndü: Bir Refakatçinin Anıları! ^^

Anyoonngg çingular!!! Hellöööö!! Selam Canlar!! Ben geldim!! EfeKızı sonunda yuvaya dönüş yapabildi. 15 günlük bir hastane döneminden sonra normal hayata dönmek müthiş bir duygu! Merak edenler için anlatayım; Teyzem böbreğinden ameliyat olacaktı o yüzden bende yanında refakatçi olmak üzere bir süreliğine Ankara'da misafir oldum.  Yaklaşık 1 ay kadar Ankara'daydım ve zamanımın yarısı hastanede geçti, Çok şükür hastahanede işimiz kalmayınca çıktık ama o 15 günün nasıl geçtiğini bir ben biliyorum. Allah kimseyi hastaneye düşürmesin ne iyi olarak nede hasta olarak!! (Amiiiiiiinnnnn!!)
Bugün eve dönmemin şerefine size o 15 günlük sürede gözlemlediklerimi anlatacağım. Hafif trajikomik olaylar yaşadığım için anlatacak konu bulmada zorluk çekmiyorum her zamanki gibi :D 
İlk önce eğer hastanede kalma gibi bir durumunuz varsa (inşallah olmaz) yanınıza asla ve asla "Ölü Canlar" veya "Sefiller" gibi ismiyle müsemma kitaplar almayın. Gelen geçenden "Okuyacak başka kitap bulamadın mı?" diye azar yiyorsunuz. :D Hastane psikolojisini okuduğunuz kitapların isimleri bile etkiliyormuş bunu farkettirdiler, sağolsunlar varolsunlar! :D
Hastanede kaldığınız süre içinde farklı teoriler geliştirmeye başlıyorsunuz. Mesela doktor ve hemşire olacak "insanların" eğitimlerine başlamadan önce bir hastanın yanında refakatçi hayatı yaşamaları gerektiği!!! Bu sayede "İNSAN" olan doktor veya hemşire olabileceklerine inanıyorum! Yani daha umudumu yitirmiş değilim. Sağolsun bazı doktor ve hemşireler bu tezimi hala ayakta tutuyorlar. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim Mahmut Hemşire Allah senden ve senin gibi hemşirelerden razı olsun! İnsan olarak kalanlardandır kendisi! Belki denk gelir okursun burayı bilemem ama sağolasın :D
Hastanede 5 yaşındaki çocuk bile "Bu dünya kimin?" "Bu dünyayı da mahvedecem kendimi de mahvedecem!" diye bağırıyor ve yan yataktaki 80'lik nene de "Olmuyor oğlum öyle, olsaydı şu pencereden ben kendimi atacaktım!" diyorsa demek ki bir yerde bir şeyler yanlış gidiyor demektir??? Sizce?? Bence böyle?

Neyse benden şimdilik bu kadar, daha güzel daha iç açıcı bir konuda tekrar görüşmek üzere canlar!! Kendinize dikkat edin ve dilerim asla trajikomik bir hastane anınız olmasın! Görüşmek üzere!! ^^

20 Haziran 2014 Cuma

Bu Kadar Zor Olmamalı...


Bu kadar kolay olmamalı iki insanın birbirini sürekli incitmesi... Birbirlerini anlamamaları... Güven denen tek kullanımlık geridönüşümü yıpratmak... Hoşgörüyü kaybetmek... Yitip gitmiş sevginin ardından bakakalan saygıyı da kapıda bırakmak... Tüm umutlar bitmişse bırakmak yerine hala ellerini kanatırcasına uçurumun kenarında tutunmak... Özellikle de yirmi küsür yılı birlikte geçirmiş iki insan için... Her şey bu kadar zor olmamalı...
Bugün içimi dökeceğim biraz, konuşacak kimsem olmadığı için bloğum bak yine sana geldim... Anlatacaklarımın arasında boş yerler olacak oraya istediğiniz kişiyi koyabilirsiniz nasıl olsa ben kim olduklarını biliyorum...
Yakınlarda kim oldukları önemli değil iki kadının ortak dertleşmelerine misafir oldum daha doğrusu zorla davet edildim:
-Çok zor, olmuyor.. Ne kadar inat! Ne desem hep tersinden anlıyor kavgasız konuşamıyoruz. Bizim küçük oğlan sınava hazırlanıyor diye belli etmemeye çalışıyoruz ama anlıyormuş. Geçen gün babasına intihar eden bir çocuğun haberini açmış izletmiş...
-Anlar tabi, anlamaz mı hiç? Siz yine kavga ediyormuşsunuz biz onu da yapmıyoruz, konuşmuyorum bile artık ben.
-Sizinkiler fark etmiyor mu? Hoş seninkiler büyük o kadar etkilenmiyorlardır. Kız EfeKızı söylesene merak ediyorum bu konuda ne hissediyorsun, o kadar etkilemiyordur değil mi??
Ben bu soruya sessizlikle cevap verdim. Cevap verip bu iğrenç konuyu kendimce devam ettirmek istemedim. Hoş cevap versem bunu anlayacak kadar empati kurabileceklerini de zannetmiyordum. O an içimden şunları söylemek geldi ama dediğim gibi sustum:
"Evet, belki intihar etmeyi düşünmüyorsun ama artık küçük bir çocuktan farklı düşünebildiğin için daha çok acıtıyor. Kendinle dalga geçilmiş gibi hissediyorsun. Sanki diyorlar ki: "Bak seni besleyip büyüttük ama biz birbirimize o kadar zıttız ki sende bizim en büyük anlaşmazlığımız, sevgisizliğimiz (...) hoşgörüsüzlüğümüzsün. Artık dünyaya geliş amacının ne olduğunu öğrendin. Hadi kolay gelsin, bundan sonraki hayatında başarılar(!)"
Kimse bana evliliğin mükemmelliğinden, faydalarından "amanda ne güzel"liğinden bahsetmesin. Ben evlilik denen mutluluğu kanıtlanmamış teoriye inanmıyorum. Bana göre ayı evi paylaşan, sürekli birbirini incitmeye çalışan insanların oynadığı skorsuz bir maç. Ne kazanan ne kaybeden ikisi de belli değil, bildiğin anlaşmalı bir düşmanlık! Evlilik hakkında başka türlü konuşamıyorum çünkü bu düşüncemi yanlışa çıkaracak bir doğru örnek göremiyorum çevremde...
Erkeğin bilmem ama ben bir kadının vazgeçişini ne kendimden öğrendim nede kadınlar üzerine yazılmış özlü sözlerden. Biliyorum ki bir kadın ne kadar çok konuşuyor ne kadar çok bağırıyor ne kadar çok çabalıyorsa o kadar değer veriyor demektir. Sustuğu an, kelimelerini tamamen bitirdiği an, artık nefesini sana harcamadığı an her şey beraberinde bitmiş çıkmaz yola girilmiş demektir.
Kadının sessizliğine bürünen bir ev bence kimin daha önce cinnet getireceğinin belirlendiği ilk adımdır. Kadın susuyor ve erkek sürekli konuşuyor her şeyden habersizce... Aradaki sessizlik ve boşa dökülen kelimeler çocukların üzerine yükleniyor. Gerisi zaten aynı evi paylaşan pansiyoner ilişkisi; ne birlikte ne ayrı...
Bana kattığı bu tecrübeler için emeği geçen "Susmuş Kadın"a teşekkür ediyorum..
Şimdi yine her şeye rağmen bir umuda bağlanıp söyleyebileceğim tek şey: Bu kadar zor olmamalıydı...

11 Haziran 2014 Çarşamba

Mutluluktan Gözleri Dolmuş Fangirl Anlatıyor VOL6: TAEYANG'IN DOĞUŞU "RISE"

Evet beklediğimiz gün geldi!!! Taeyang sonunda RISE'la geri döndü!!!

Albüme geçmeden önce içimdekileri dökmem lazım. Eğer YG'ye saydıracağım bölümü okumak istemiyorsan yıldızlarla ayrılmış bölümü okumadan geçebilirsin ;) Ayrıca bu yazı bol Fangirllük içerir, geç değil şuan kaçıp kendini kurtarabilirsin!! :D :D
___╰☆╮___ ╰☆╮___╰☆╮___
 Bundan tam 8 ay önce Mutluluktan Gözleri Dolmuş Fangirl Anlatıyor serimin Taeyang'ın solosu Rınga Lınga'yı anlattığım yazımı şöyle bitirmiştim:
"... Tae'nin albümü tamamen ne zaman çıkacak yoksa YG yine bir trollük yapıp bizi tek şarkıyla mı avutacak şuan için net bir bilgi yok! Hala bekliyoruz!! ..." 
Ve evet beklendiği gibi YG bizi 8 ay boyunca tek şarkıyla bekletti. Yok bu ay çıkacak yok şu ay derken onca zaman sabırla bekledik çünkü alıştık. Böyle ertelemeler YG için bir "Albüm Öncesi Ritüelidir" yapmazsa olmaz içi rahat etmez!! Sizi temin ederim 8 ay boyunca Güneş'in doğmasını beklemek nedir "ANLAYAMAZSINIZ!" :D ahaha :D :D
Peki YG hiç bu kadarla kalır mı? Evet hep birlikte söylüyoruz: Haaayyııırrrr!!! YG aylarca oynadığı yetmiyormuş gibi birde saatlerle oynadı bizimle. Anlamıyorum bu adamın zaman algısını!! Eğer senin bir sanatçın comeback yapacaksa tarihi albümün yetişeceği bir zamana ayarla ve söz verdiğin tarihte söz verdiğin saatte yayınla? ama yok o zaman VIP'ler nasıl deliye dönecek? Olmaz mutlaka bir kaç ah alacak ki içi rahat etsin!!!YG seni hiç comeback için geri sayım aracıyla bekklettiler mi? o Hissi bilmiyorsun değil mi? İşte hep o duyguyu tatmadığından bunlar!! Birazcık empati lütfen! :D :D ama ben akıllandım bundan sonra YG'nin verdiği tarihlere +3 gün ekleyeceğim. Belki yavrularıma biraz geç kavuşurum ama hiç yoktan beklemekten ve tekrar tekrar trollenmekten sinirlerim bozulmaz! Evet YG'ye saydırma bölümünü burada bitirirken YG'ye açıkca söyleyeceğim tek şey şu: YG her ne kadar trollüklerine saydırsam da böyle mükemmel sanatçılar yetiştirdiğin için çok teşekkür ederim sana!! Şu trolleme alışkanlığın da olmasa iyisin iyi! ;) ahaha :D :D
VIP olmak erdemliliği de beraberinde getirir çünkü beklemek ve sabır bir VIP'in ana damarlarından biridir!!! #STAYSTRONGVIP #DirenVIP 
___╰☆╮___ ╰☆╮___╰☆╮___
Sizi temin ederim ki Taeyang öyle bir dönüş yaptı ki yıllarca aylarca beklediğimize değdi!! Rınga linga'nın çıktığı zamanda söylemiştim bu tek şarkı bana yetmedi diye o yüzden bu 9 şarkılık albüm beni mutlu etmeye yetti de arttı bile. Çünkü her şarkı güzel! Hem nasıl olmasın ki?? Taeyang'ın eşsiz bir sesi varken onun söylediği her şarkı güzelleşir. Aman sevgili okuyucu Hayranı olduğum için övdüğümü felan sanma gerçekler bunlar!! Dinlediğin zaman sende anlayacaksın ne demek istediğimi!!  ^_^ 



Taeyang'ın albümünün ismi: "RISE" Tam 9 şarkıdan oluşuyor. Şarkıların sözleri Taeyang ve YG'nin söz yazarlarından, O sözler birde Taeyang'ın eşsiz sesiyle birleşince beklendiği gibi ortaya müthiş bir albüm çıktı. albüm yayınlandığı anda tüm listelerde 1. oldu anlayacağınız allkill yaptı!! Yakışır Güneşime!! Hadi daha fazla bekletmeden albümün çıkış şarkısı ve klibini izleyelim:
 EYES, NOSE, LIPS

Kızı yaktın bizi de yaktın Taeyang!! :D
...One Love, One Heart...
Albüm yayınlanmadan önce neden bilmem bu şarkı sanki daha hareketli bir şarkıymış gibi gelmişti.Ve o yüzden Rınga Linga'nın klibi gibi bir klip beklemiştim. Ve klip yayınlandıktan sonra baktım ki alakası yok. Şarkı zaten müthiş diyecek tek kelime yok alıp götürürüyor insanı ama klipte çok güzel. Bir klip ancak bu kadar sade ve aynı zamanda bu kadar anlamlı ve duygusal olabilirdi. Açık söylemek gerekirse ben çok etkilendim. Güneşim yaktı geçti... Bazıları klipte Taeyang'ın çıplaklığına takmış ama VIP olanlar bilirler ki bu ona has bir giysi! :D Taeyang'ın üzerinde bir şeyler görmeye alışkın olmadığımız için bize hiç garip gelmedi doğrusu :D ama TOP'yi böyle görseydik emin olun yer yerinden oynardı! :D ahahaha :D


Taeyang Güneşim sen nasıl güzel bir şey olmuşsun yahu!! Sesin, şarkıların, sen!! Dinlerken mest oldum! Bu kadar özlediğimize değdi!! Hangi kelimeler ifade eder bilemiyorum!! Müthişsin!!! Mükemmelsin!! Eşsizsin Güneşim!!! 
Bu arada Röportajlarında Taeyang hala ilk aşkını unutamadığını anlatıyor bu şarkıda ona ithaf edilmiş gibi durmuyor mu sizce de? Görüyorum görüyoruuumm: Taeyang'ın ilk aşkı ben olsaydım keşke diyen milyonlarca fangirl görüyoruuummm!! (Bende dahilim o gruba! :P) Tamam tamam vurmayın beni fena "Güneş" çarptı ondan bunların hepsi!! :D :D Ayrıca bu şarkıyla birlikte 2 şarkıya daha klip çekileceği gelen bilgiler arasındaydı. Haziran'ın 8'inde 1AM ve haziran'ın ortalarına doğru da Body'ye. Sonunda o gün geldi ve 1AM'ın klibine de kavuştuk. Bu yazıyı biraz geç yazmamın sebebi budur son gelişmeleri de konuya ekleyebileyim diye ^_^


Gitti yavrucağım!! Gitti saf çocuğuumm!!! Zamanında bir klipte (My Girl'de) ilk öpücüğünü alan Taeyang'la şimdiki arasında farkı hepimiz gördük :D Hatta attığı bir tweette bunu kanıtlamış oldu:
"Yea.. I did it.." diye övünen bir Taeyang artık utangaç değildir değil mi? Hani zamanında dansçı kızlarla heyecandan dans edemeyen Tae?? ^_^ Klibi izledikten sonra Adile Naşit'in "gittii gittiiiiii" nidalarıyla kısa bir ağıt yakmanın ardından gerçeklerle yüzleştim: Tae'miz artık büyüdü!! :D ahahaha :D Şakayı bir kenara bırakırsak klip yayınlandıktan sonra Twitter ahalisi klip üzerine geyiklerine başladılar ki VIP'leri tutabilene aşk olsun!! Tabi ancak idolünün kiss sahnesiyle bu kadar geyik yapabilen başka bir fan grubu var mıdır bilemiyorum :D
Taeyang ilk canlı performansını Eyes, Nose, Lips ile yaptı. İşte o performans:

Yorumu size bırakıyorum; sahnede sadece kendisiyle bu kadar etkileyebilen başka biri var mıdır?

Albümde birde G-Dragon'la bir düet var ki yine dinlenilesi şarkılardan. Hoş albümdeki şarkıların hepsi mükemmel! Albümü baştan sona dinlemeye doyamıyorum ^^ Bu şarkının "Canlı performansını izlemeyi çok istiyorum! İnşallah VIP'lere bir süpriz yaparlar!!" diye günlerce dua etmiştim ki kabul oldu! İşte sözleri GD'ye ait olan o şarkı ve performans:
STAY WİTH ME

Siz nasıl bu kadar güzel olabiliyorsunuz?? Sahnede parlamayı nasıl bu kadar başarabiliyorsunuz!! GD ve Taeyang bu performans için prova almamışlar ve bu kadar mükemmeller!! diyecek tek kelime bulamıyorum. Onları birlikte sahnede görmeyi özledim; BIGBANG'i özledim... Bu arada Şarkının güzelliğine mi ağlayayım yoksa GD'nin şarkıyı evlenme teklifi yapar gibi yazmasına mı bilemiyorum.. Pöhhhüüü >.<
Ve benim Eyes, Nose, Lips'ten sonra en çok sevdiğim 2. şarkı: 
THROW AWAY
"Dökülmeyecek bir damla göz yaşı daha 
vaktim bile yok buna 
"durmayacağım
bundan böyle
alışkınım yalnızlığa""

(Çevirisi için: Tık Tık)
Size tanıtmak istediğim bir şarkı daha var ki bu şarkı ne sözlerle anlatılır nede uzun uzun cümlelerle.. Sadece şarkıyı dinleyin ve bırakın sizi alıp götürsün.. Tablo'nun sözleri, Taeyang'ın sesi ve üstüne tek söz söylenemeyecek kadar enfes bir şarkı... Kısaca mahvetti bu şarkı beni...
Love You to Death

Ve son olarak yine bir VIP olmanın gururunu yaşıyorum. Hiçbir zaman hayal kırıklığına uğramadım, uğramayacağım da adım gibi biliyorum!! Bir kez de kötü bir şey yapın neden bu kadar mükemmelsiniz ki? Kendimden bile şüphe ederim ama sizden etmem sonuna kadar mükemmellik bu işte!!! 
Bu serinin yeni yazısını Daesung'un dönüşü veya BIGBANG'in dönüşü hakkında yazmak istiyorum ama görünüyor ki YG papa Daesung için savaş başlatmayalım diye bizi Japonca single'la avutmaya, BIGBANG içinse daha fazla bekletmeye kararlı o yüzden bu serinin devamının gelmesi yıllar alabilir!! Yazının başında YG için "Trollükleri olmasa iyidir iyi" demiştim değil mi? Şuandan itibaren bu söz tarafımca geçerliliğini bir sonraki emre kadar yitirmiştir!! YG bundan sonra Trol Ağası'sın benim için!!! #DayanVIP #DayanEfeKızı
Şimdilik bu kadar çingular!! Yeniden görüşmek üzere bol RISE'lı günler hepimize!! :D

BigBang'i daha yakından tanımak istersen şu yazıma bir göz at ^_^

Bu serinin diğer yazılarını da okumak istersen;

15 Mayıs 2014 Perşembe

Bir Avuç Kömür Dağladı Yüreğimi...


Yaşadığımız şu son günler milletçe içimizi yaktı ama ben bir Manisalı olarak anlatmak istiyorum her ne kadar orda yaşamasamda akrabalarım Manisa'da.. Bu yaşanan felaket bazılarına göre " Kader veya Olağan bir durum (!)" olarak görünsede benim için ihmalkarlık ve vicdansızlıkla eşdeğer!! Bu felaketin büyüklüğüne mi üzüleyim yoksa sonrasında yapılan vicdan yoksunu açıklamalara mı bilemiyorum??!!

Babam zamanında bu felaketin yaşandığı maden ocağında  bir süre çalışmış, bugün ruh gibiydi gözleri dalıp dalıp gidiyordu nedenini sorduğumda; "Kendimi orda, yerin altında kalmış gibi hissediyorum" dedi...
Akrabalarımızdan biri o madende çalışıyor ve bugün öğrendim ki maden ocağında mesai saati değişiminde içeri girecek işçilerden biride oymuş yani 5 dakika erken girseydi o da yerin altında olacaktı... :(
Ayrıca amcam da o madende bir maden işçisiydi ve bir süre önce ordan ayrılarak başka bir madene geçti...
Bu yaşananlar ne kadar rahat nefes aldırır insana, nasıl bir teselli olur bilmiyorum... Bende o madende yakınını kaybeden biri olabilirdim şuan hatta sende... Ne söylenir böyle bir acıyla nasıl başa çıkılır bilemiyorum...Kelimeler hafif kalıyor bu acıyı tarif etmede... 

Allahım sen yardım et... Memleketim yanıyor... Başımız Sağolsun!!!!