gökkuşağı

10 Kasım 2013 Pazar

Sonsuzluk

Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ü sonsuzluğa erişinin 75. yılında özlemle anıyorum.
Bugün söylenen her söz eksik, her söz yarım...


Saatler o anda durup, ilerlemeseydi keşke...


 Ölmek değil onunkisi; sonsuzluğa ulaşmak, ölümsüz olmak...



Bugün siren seslerini ayakta ve saygıyla karşılayacak olan TÜRK'lerin önünde saygıyla eğiliyorum. Siren sesinin rahatsız ettiği insanları kendilerine bile ağır gelen vicdanlarıyla başbaşa bırakıyorum!!

3 Kasım 2013 Pazar

Uçtu Uçtu EfeKızı Uçtu!!! ^^

Sonunda büyük hayallerimden birini gerçekleştirdim ve balona bindim!! En çok istediğim şeylerden biriydi Kapadokya'yı kuş bakışı izlemek!! Malesef balon fiyatları birazcık tuzlu olduğundan benim için hayal olmaktan öteye gidemiyordu, ta ki bugüne kadar!! :D Göreme'de ki balon firmaları kendisine müşteri bulmasında yardımcı olan turizmcilere jest olarak bedava uçuş hakkı verirler.(Tabi bu balon firmasına göre de değişir.) Bende Kapadokya'nın bir yerlisi olarak böyle tanıdıklarım çoktur ama şimdiye kadar elime sadece bir kez bedava uçuş şansı geçmişti ondan da sert bir rüzgar yüzünden uçuş son anda iptal olmuştu. Ve bende tabi şansıma küsmüştüm :D
Bugün sabah 05:30 civarında çalan telefonla uyandım, Göreme'de otel sahibi olan akrabalarım hemen hazırlanmamı, balon turuna katılacağımı, 2 dk içinde beni alacaklarını söylediler. Nasıl hazırlandım bilmiyorum, 2 dakikayı geçirmek ne demek 30 saniye içinde giyinmiş ve kapıda beklemeye başlamıştım bile!! :D :D Bu fırsat hiç kaçırılır mı?? :D :D
Ben bir turist grubun turuna katılacağımı sanıyordum ama firma büyük bir jest yaparak bize özel uçuş hazırlamış. 6 kişilik balonla tura çıktık! Sadece aile turu gibiydi!! Muhteşemdi bayıldım!! ^_^
Tabi bol bol fotoğraf çekmeyi de ihmal etmedim :D ama malesef hepsini buraya yükleyemeyeceğim :/
Bana bu yönde çok soru soruluyor o nedenle kısa olarak her şey nasıl gelişti, onları anlatacağım ^^

İlk olarak balonlar şişirilerek hazırlandı





Uçmaya hazır hale gelince Balon sepetinin içine bindik ve yolculuk başladı. Zamanlamamız müthişti çünkü güneşin doğuşunu havada izledik. En büyük isteklerimden biriydi; Kapadokya'nın sonbahar kızıllığına birde güneşin kızıllığını katıp peribacalarını izlemek!! Çok şükür, gerçekleşti! ^^











Şu güzellik paha biçilemez, izlemeye doyamadım!! ^^












  
Balonla uçmanın en yüksek sınırı 800 metre, özel izinlerle 1000 metreye kadar çıkılabiliyor. Biz bugün 400 mt kadar havalandık. 45 dakikalık ama bana 10 dakika gibi gelen keyifli bir uçuşun ardından rüzgar müsade ettiğinde uygun bir yer bulup indik. Normalde balon uçuşları sonrası şampanya ile kutlama yapılır ama biz meyve suyunu tercih ettik :D :D ahah :D


Ve uçuş sonrası anı defterine birkaç birşey karalamayı da ihmal etmedim tabi! ^^ 
( Sağ üstteki kısa yazı bana ait :P )

Ve artık benimde bir balon turu madalyam var!! Böyle ince düşünülmüş küçük şeyler çok hoşuma gider, çok mutlu oldum ^^


Söylemeden geçemeyeceğim: bize sundukları bu özel tur için Royal Baloons'a çok teşekkür ederim. Ayrıca Kaptanımız Tolga beye de özellikle teşekkür ederim; sayesinde keyifli bir balon turu yaşadık ^^

Umarım herkesin hayalleri gerçekleşir! Hayallerinizi yaşamanız dileğiyle görüşmek üzere çingular ^_^

29 Ekim 2013 Salı

Doğum Günün Kutlu Olsun Türkiye'm!!

 Bugün Cumhuriyetimizin 90. yılı!! Hepimizin Bayramı kutlu olsun!! Nice şanlı şerefli 90 senelere!! Türkiye'm doğum günün kutlu olsun!!


 Türk olmanın verdiği gurur paha biçilemez!!!

Sudan sebeplerle bu özel günün kutlamalarını kaldırmaya çalışanlara inat inanıyorum ki daha güzel günler göreceğiz: umutluyum!! 


29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!!


Göğsümü gere gere söylemekten bıkmayacağım:
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!!!

26 Ekim 2013 Cumartesi

Neşeli Oyuncaklar Çekiliş Yapıyoorr!!

 Bu çekilişe katılmasam kesinlikle olmazdı!! Neşeli Oyuncaklar doğum günü şerefine müthiş bir çekiliş yapıyor! Umarım ben kazanırım çünkü bir kırtasiye hastası olarak şu güzellikleri kaçırmak istemiyorum!! ^^ 


Eğer sizde katılmak isterseniz şöyle buyrun: http://neselioyuncaklar.blogspot.com/2013/10/5-hediye-cekilisim.html
Son katılım tarihi: 10 kasım ^^ Umarım şans benden yana olur ^^

6 Ekim 2013 Pazar

Bir Nefeslik İzin...


Bugün kendime izin veriyorum... Normalde günlük tutan biriyim, bazen bloğuma bazende günlüğüme karalarım bir şeyler.. Olumsuz düşünceleri veya çok acıtan durumları günlüğüme yazmam, böyle bir huyum var. Çünkü böyle şeyleri yazdığım zaman daha sonra okuduğumda daha çok sinirleniyorum veya canımı daha çok acıtıyor; bende geçmiş şeylerin bu kadar canımı acıtmasını sevmiyorum.. bu gün bu kuralı bozup, bir es verip, içimde biriktirdiklerimi yazacağım, artık ağır gelmeye başladı.. Benim için yazmak bir yerde iyileşmektir. Belli olmaz belki daha sonra görmek istemeyip silebilirim bu yazıyı da. Bu yüzden okumak istemeyenler devam etmesin, kapatın sayfayı..


Bu aralar kendime sormadan edemiyorum; daha ne kadar bekleyeceksin? Daha ne kadar senin hayalini başkalarının yaşamasına izin vereceksin?? Hayatına böyle uzaktan seyirci olarak mı bakacaksın? Neden bir şey yapmıyor ve sadece öyle bekliyorsun??? Sen neleri başarmış birisin, şimdi ne bu yılgınlık??? Başkalarına gösterdiğin özeni neden kendine göstermiyorsun, neden?? Aferin EfeKızı, böyle devam et!!!
Herhalde başkalarına koşmaktan gücümü yitirdim şimdi kendime yetemiyorum... Kendime yaptığım daha doğrusu sadece kendim için yapmaya çalıştığım şeyler sanki lüksmüş gibi geliyor.


Çevremdeki insanların ikiyüzlülüğünden nefret ediyorum. Yapmacık hareketlerine katlanamıyorum artık. Son zamanlarda farkettiğim şeylerden biride bu! Eğer ben ararsam, konuşursam arkadaşlarımla (!) iletişimimiz mükemmel, diyecek tek söz yok! Hatta sanki birşeylere zorluyormuşum gibi davranmalarına, kendilerini bir şey sanmalarına rağmen! Ama ben aramadığımda her şey orta bitiyor! Taki bana işleri düşene kadar. Sonrasında ne mi oluyor? "Vefasız arkadaş! Hayırsız!" diye yaftalanan kişi ben oluyorum. Hayatta en sevmediğim şey: vefasızlıktır!! Beni bununla sınıyorlar herhalde! Beni o kadar kırmalarına rağmen bende emeği geçen insanların tüm kalbimle yanlarında olan birisiyim. İçim ne kadar acısa da, ne kadar salak yerine konsam da yüzümden gülümsemeyi eksik etmem... ama olmuyor işte...
Geçenlerde facebook ta yaptığım bir paylaşımın altına atılan tek bir yorum sinirlerimi oynatmaya yetti. Bir kaç sene öncesine kadar arkadaşım diye bahsettiğim birinin yaptığı yorum aynen şöyle:
"Sen nerelerdesin yaaa... bizi kendinden bu kadar mahrum etme"
Karşıdan bakıldığında ne kadar güzel cümleler bunlar değil mi, insan okuduğunda içi içine sığmaz delice sevinebilir? Hayır, asla öyle değil!! Ne kadar sahte, ne kadar samimiyetsizce!!! Sadece bir gözboyamadan ibaret!! Sanki ısrarla telefonla aramış cevaplamamışım?? sanki görüşelim demiş bende atlatmışım gibi...  Bu kadar özleyen bir insan hiç bir şey yapamıyorsa bile bir mesaj atar değil mi? Artık insanlara inanamıyorum, ikileme düşmeme sebep oluyorlar...


Benim için büyük değişikliklerin sahibi ve nedeni olan biri (aynı zamanda büyük acıların nedeni olan biri) yakın zamanda bir kişisel gelişim kitabı yazdı. Normalde nasılsın diye bile aramayan (yine her zaman benim onu aramamı bekleyen) bu şahsiyet kitabının tanıtımını yapmam için aradı beni... Ben ne yaptım dersiniz??? Güle oynaya hiçbir şey yokmuş gibi, hiçbir şey olmamış gibi kitabı tanıdığım herkese tavsiye ettim, tanıtım için dinlenmeden ordan oraya koştum... Ne kadar salağım!!! Elime ne geçti?? Kıymetim mi bilindi? Elime geçen tek şey dalga geçer gibi söylenen " iyi ki varsın " Karşıma geçip en ağır küfürleri etse bu kadar zoruma gitmezdi!!! Bunu da yaptın; dokunup acıtmadığın bir kitaplarım kalmıştı!!!


Bu konular beni öylesine yoruyor ki düşünmeden edemiyorum, artık insanları tümüyle sorgular oldum! Ne istiyorda yanıma yaklaşıyor acaba? Ne isteyecekte benimle konuşuyor?? Yeni bir başlangıç yapıp insanlara "Hayır!" demeyi öğrenmem lazım. Peki yapabilecek miyim? Kesinlikle yapamayacağım, bunu biliyorum. Çünkü insanlara gereğinden fazla değer vermeyi bırakamıyorum. Benim tüm sorunum bu herhalde... Keşke insanlara verdiğim değerin binde birini dahi olsa bende görebilseydim...

Pıçaklarım o kadar!!!


Eveeett, bu kadar yeter. Bu kadar döküldüğüm yeter! Yine o eski halime dönebilirim; her zaman güler yüzlü, hiçbir şeyi dert etmeyen, her seferinde her şeye rağmen herkese kucak açan o EfeKızı olabilirim. Hadi bakalım EfeKızı, iş başına!!!