gökkuşağı

15 Aralık 2014 Pazartesi

Yeni Kitaplarım ve Yurtiçi Kargo Rezaleti!

Selam Canlar!! Anyong Çingular!! Keyifler yerindedir umarım?? ;)
Bugün size sadece yeni aldığım kitaplarımı tanıtmak isterdim ama malesef yaşadığım olaylar sinirlerimi zıplatmada zirveyi zorladığı için sizinle de paylaşmak istedim. Zira birazdan, sipariş verdiğiniz kitabın kargo şirketi tarafından size ulaştırılmamak için ne kadar çaba sarf ettiğini öğreneceksiniz. Bir paket bu kadar mı getirilemez konumuz bu ama öncesinde yeni bebeklerimden bahsetmek istiyorum ;)
Bir süre önce KTO Turkey ( Kore Turizm Organizasyonu ) facebook sayfasında bir etkinlik duyurusu görmüş ve bunun için oy kullanan kişilerin arasında çekilişle katılımcılara hediye verileceğini öğrenince bende katılmıştım. Böyle çekilişlerde hiç şansım yoktur aslında, belki diyerek katılmıştım. Umudum da yoktu açıkçası. Sonra çekilişle belirlenen kişiler arasında ismimi gördüm ki bir süre inanamamış ismimi tekrar tekrar kontrol etmiştim. :D Kazandığım hediyeler ise Kore Gezi Rehberi ve D&R'dan 25 TL'lik hediye çekiydi.  
Hediyeler için tekrar teşekkür ederim ^_^
Hediyelerim çok geçmeden elime ulaştı ve bende zaman kaybetmeden D&R'ın internet sitesinden sipariş verdim. Aldığım kitaplar uzun zamandır kavuşmayı beklediğim kitaplardı, onlar için para biriktiriyordum ki hediye çekini kazanmam müthiş oldu! 
İşte bebeklerim: Kavuşmak için gün saydığım "Kürk Mantolu Madonna" (Sabahattin Ali), Kütüphanemde bulunması için sabırsızlandığım Manga Serisinin ilk kitabı "Death Note - Ölüm Defteri 1" ve Turgut Uyar'ın seçme şiirlerinden oluşan "Göğe Bakma Durağı"
Tüm kitaplar benim için kıymetlidir ama Kürk Mantolu Madonna benim için artık bir tabu haline gelmişti. Kitabı ne zaman almak için heveslensem hevesim kursağımda kalıyordu. Hep bir engel çıkıyordu ve bir türlü kavuşmak mümkün olmuyordu. :D Hatta bir keresinde Kitap almak için aylarca biriktirdiğim parayla "Bu sefer alacağım seni Kürk Mantolu Madonna" nidalarıyla internetin başına oturduğumda kitapların büyüsüne kapılıp sipariş listemi tamamladım. Siparişi onayladığım anda fark ettim ki listede bir eksik var.. Ne olabilir sizce? Tabi ki Kürk Mantolu Madonna.. :( Ona bu kadar yaklaşmışken bir anlık dalgınlığın cezası olarak yine kavuşamamıştık.. :D Yine de şikayet etmiyorum çünkü her şeyin bir zamanı olduğuna inanıyorum.. Kısmet bugüneymiş :D Tabi bazı sorumluluk yoksunu insanlar sayesinde yine sorunsuzca bir buluşma olmadı bizimki.. >_<
17.11.2014'te verdiğim sipariş 19.11.2014'te D&R'dan sorunsuzca Yurtiçi Kargo'ya teslim edildi. Buraya kadar her şey mükemmeldi. Olay bundan sonrasında.. :( Normalde bildiğim kadarıyla bulunduğunuz şehre gelen kargonun eve gelme süresi 3-5 gün arası değişir ama bu benim paket için geçerli değildi galiba! 28.11.2014'te Nevşehir'e inen paketim bir türlü gelmek bilmedi. Ben bu süre içinde zaten internetten sipariş takibi yapıyor ve telefonla şubeyi arayıp bilgi alıyordum ki beni " Bugün gelecek / Yarın gelecek " diye oyalamaya başladılar. Böylelikle 10 gün kadar bekledim ve şikayet bildiriminde bulundum. Ertesi gün beni Yurtiçi Kargo şikayet bölümü aradı ve dediler ki " Arkadaşlar sizi telefonla aramışlar, ulaşamamışlar. O yüzden sizin gidip şubeden almanız gerekiyormuş. " Ben hayatımda şu -mış, -muş'lu cümleler kadar hiçbir şeyden nefret etmemişimdir. Konuya hakim değilsen konuşma hakkın yoktur bence! Söylediklerinin aksine beni kimse aramamıştı. Ben kargo yola çıktığı günden sonra resmen telefonla yapışık ikiz gibi gezmeye başlamıştım ki bu dediklerinin aslı astarı yoktu. Böyle bir şeyin olmadığını hatta 10 gündür kargo gelecek diye evden bile çıkmadığımı söylediğimde ise yeniden şikayet oluşturun çözümü (!) ile karşılaştım. Tepem attı ve "Paketimi gidip ben alacaksam neden yeniden şikayet oluşturayım ki? Bir işe yaramayacak sonuçta?" deyince telefondaki kişi "Ben şikayetinizi arkadaşlara ileteyim" dedi. Ertesi gün hala ne gelen var ne de giden. Üzerinden 4 gün daha geçti. Ben internetten hareketleri takip ediyorum sabah "dağıtıma çıktı" akşam "şubede bekliyor" girişleri yapılıyor. Tüm hareketlerin sayısı 42'yi geçti, benim telefon görüşmelerimin sayısı da 50'yi!! 
En sonunda 11.12.2014'te Yurtiçi Kargo'nun Nevşehir Merkez şubeye gidip "Şu bir türlü gelmeyen kargom hakkında bilgi almak istiyorum hatta teslim etmeyi düşünüyorsanız kargomu da!! deyince araştırdılar ve paketimin sanayideki şubede olduğunu söylediler. Benim telefonlarımı artık açmadıkları için merkezden sanayi şubesine telefon açtırdım ve ne öğrendim sizce? Meğer benim evime gelmişler ama evde kimse yokmuş ve not bırakmışlar! Delirmemek elde değil! >_< Beni ne aradıklarını ne de eve gelip not bıraktıklarını söyledim ama aldığım tek cevap " Arkadaş araMIŞ / Arkadaş evde bulamaMIŞ / Dağıtımdaki Arkadaş gelince soracaklarMIŞ " Nevşehir Merkez şubede de çözüme ulaştıramadıkları gibi birde dalga geçer gibi Sanayi Şubesinin adresini verdiler. Dedim ki " Tamam, olur da eve getirmeye falan kalkarsınız getirmeyin ben gelip kendim alacağım, o zaman görüşürüz! " Ertesi gün gidip birde Sanayi de şube aradım! İnanabiliyor musunuz? Abartmıyorum yaşadıklarım bunlar!
Sonunda şubeyi bulup girdim içeri. Adımı söyleyip kargomun neden gelmediğini sorduğumda Arkadaş eve not bırakMIŞ cevabını aldım yine! İşinizi doğru düzgün yapmıyorsunuz bari birde yalan söylemeyin arkadaş!! Deselerdi ki bir hata olmuş ona bile razıydım özür bile beklemiyordum ama aldığım tek cevap boş boş bakan bir personel! Konuşmaya bile yeltenmedi, lüzum görmedi, hiç yormadı kendini. Bu onun için o kadar önemsiz bir durum olduğu sorduğum sorulara sadece bön bön bakarak cevap vermesinden belliydi.
Temsili Örnek
Sorduklarıma cevap olarak konuşmaya lüzum gösterdiği tek şey " Üniversiteli misiniz? " oldu. İşte ordan sonrasında da bende ipler koptu! Hak aramak için Üniversiteli mi olmak gerekiyor? İlla kitap okumak için Üniversiteli mi olmak gerekiyor bu memlekette?? Evet üniversite okudum kardeş! Senin bu bönlüğüne o yüzden katlanabiliyorum o yüzden ağzını burnunu kırmıyorum!! Bu kişiyle konuşmanın hatta edilen tek kelimenin bile israf olduğunu anlayıp paketi alıp çıktım. Eve gelince internetten Yurtiçi Kargo'ya bir şikayet daha oluşturdum daha doğrusu bir tebrik mesajıydı (!) tabi anlarlarsa... Bloğum vasıtasıyla burdan da bir mesaj göndermek istiyorum: Bu kadar Etik sahibi (!) Dürüst (!) Güvenilir (!) Çalışkan (!) insanları bir araya toplamayı başaran Yurtiçi Kargo'ya tebriklerimi gönderiyorum. Böyle devam etsinler! Birde şu her sözü altın değerinde olan "Arkadaş"la tanışmayı çok isterim! Böyle insanlar artık kalmadı, kıymetini bilmek lazım!!
Neden bir işimde doğru düzgün gitmez ki! Benimkine Hayat değilde Absürt Komedi denmeli! Yine sinirlendim bak.. Neyse çingular bir kavuşma hikayesini dinlediniz eminim gözyaşlarınıza hakim olamadınız! :D Burdan çıkarılacak derse gelirsek: Yurtiçi Kargo'nun bu kaliteli (!) hizmetine layık görmüyorum kendimi o yüzden bir daha Yurtiçi Kargo mu? ASLA!!!! 
Umarım sizin de karşınıza böyle " Arkadaş "lar çıkmaz. ;)
Görüşmek Üzere!! ^_^

18 Ekim 2014 Cumartesi

SeungRi'nin Araba Kazası ve Son Gelişmeler

Anyong Çingular!! Bugün (sonunda!) mutlu bir haberle karşınızdayım: SeungRi sonunda iyileşti!!
Yazıya nasıl başlamam gerektiğini bilemiyorum çünkü bugün gerçekten çok mutluyum. En iyisi en baştan anlatmak.. :D
2014 senesi Kpop için çok kötü bir sene oldu. Çoğu grubun başına türlü kötü olaylar geldi hatta malesef ölümler bile oldu.. Kendi adıma Bigbang'le ilgili bişey olmasın diye dua ederken (Tabi GD & Kiko oyunları hariç!) Eylülün 12'sinde gece yarısı kötü bir haberle sarsıldık. SeungRi bir trafik kazası geçirmişti.
Kaza haberinin videosu

Gelen haberlere göre: "Bir arabaya çarptıktan sonra takla atan aracı bariyerlere çarparak durabilmiş. SeungRi takla atan aracından çıkarak iyi olduğunu belirterek ambulansa binmek istememiş ve arkada kendisini takip eden menajerinin arabasına binerek hastaneye gitmiş.. Polis kayıtlarına göre SeungRi'nin alkollü olmadığı belirtilmiş, hız yüzünden kontrolü kaybettiği üzerinde duruluyor. Seung Ri'nin çarptığı arabadakiler hafif yaralı, maddi kayıptan başka önemli bir kayıp yok." Bu haberleri böyle net bir şekilde almak için olayın üzerinden nerdeyse birkaç gün geçti ilk duyumlar çok sinir bozucuydu! Özellikle kazanın duyulduğu ilk an gece yarısıydı ve ben yatmaya hazırlanıyordum son defa bakayım ne varmış diye nette gezerken haberi gördüm. O an sanki başımdan aşağı kazanlarca kaynar su dökmüşler gibiydi ancak böyle anlatabilirim halimi.. İlk anda ne yapacağımı bilemedim aklıma gelen şeylerden ilki Seung Ri'nin ölmüş olabileceği oldu. İlk haber şöyleydi: "Seungri kaza yaptı ve çarptığı çocuk öldü!" bu konu hakkında o kadar çok konuşan kişi vardı ki herkes neler olduğunu anlamadan, net bir bilgi almadan SeungRi'nin bir çocuğu öldürdüğü haberini yaydılar. Sonra anlaşıldı ki böyle bir durum yok. Bu "çocuk ölmüş" haberini gördüğümde aklıma Daesung'un kazası geldi o zamanlara geri döneceğiz diye çok korktum. Netizenlerde boş durmadı; Zaten grubun sevilmeyen çocuğu SeungRi'yi sevmemek için ortaya bir neden daha çıkmıştı bunu doyasıya kullandılar. Düşündükçe hala sinirleniyorum. SeungRi'ye söylenmedik şey bırakmadılar anladım ki SeungRi ölse rahatlayacaklarmış! >.< Bu arada bizim gazeteciler bu kazayla ilgili bir haber geçtiler ki amaçları neydi hala anlamış değilim? Araştırıp tam net bilgi almadan yapılan haber tam olarak şöyleydi:
"Güney Kore’nin dünyaca ünlü rapçilerinden Seungri, sabah saatlerinde geçirdiği trafik kazasında ağır yaralandı.Güney Kore’nin önde gelen müzik gruplarından Big Bang’ın üyesi Seungri, bugün sabah saatlerinde feci bir kaza geçirdi. Porsche markalı arabası kullanılmaz halen gelen Seungri, hemen hastaneye kaldırıldı. Hayati tehlikeyi atlatan genç şarkıcının karaciğerinde kanama olduğu ifade edildi.
Seungri’nin menajerlik şirketi YG, öğleden sonra basın açıklamasından bulundu. Seungri’nin karaciğerinden tedavi görmesi gerektiğini ifade eden şirket, Singapur’da düzenlenecek olan 2 gün sonraki konsere genç rapçinin katılamayacağını duyurdu.
Seungri’nin kaza haberi ise sosyal medyada hızla yayıldı. Dünya’nın dört bir yanından hayranları genç şarkıcının Twitter’daki hesabına şifa dileklerini gönderdi."
Dünyaca ünlü Rapçi SeungRi?? SeungRi'yi ne zaman rap yaparken gördüler acaba? Hatta kimmiş bu SeungRi diye baktıklarından bile emin değilim!! Bizim Rapçi (!) bu haberi görse ne düşünür acaba çok merak ediyorum! :D
Bende Bigbang'in her üyesinin yeri ayrı,onlara karşı hissettiklerimi anlatacak kelime yok, Diyebildiğim tek şey; onların canı yandığında benimde canım acıyor.. Geçen sene internet üzerinde oynanan Role Player oyuncularından biriydim. Hatta 2-3 tane KPOP temalı oyunun adminliğini de yapmıştım. Bu oyunu en kolay tabirle şöyle açıklayabilirim: Oyunun kuralı bir karakter seçip onun gibi davranmak ve onun üzerine olaylar geliştirerek hikaye yazmak. Ben sırf GD-SeungRi ikilisini keyifle oynatmak ve SeungRi'yi sevmeyen insanlara sevdirmek için hep SeungRi karakterine büründüm. Bu tür oyunlar bir zaman sonra insanın üzerine öyle bir etki bırakıyor ki; karakterinize yapılan bir övgü yada eleştiriyi kendinize söyleniyormuş gibi üzerinize alınıyorsunuz. Bu bakımdan SeungRi'nin başına gelenlerden en çok etkilenen kişilerden biri benim.. Bu yüzden şu son bir ay geçmek bilmedi! YG sağolsun olayla ilgili, SeungRi'nin sağlığıyla ilgili tek bir açıklama yapmadı! Duyduğumuz şey SeungRi'nin karaciğerinde bir kanamanın olduğu ve hastanede kontrol altında tutulduğuydu. Sonra Kore'deki Incheon Asya Oyunlarının kapanış töreninde Bigbang'inde sahne alacağı için provalara katılmak üzere hastaneden erken ayrıldığını öğrendik. Ertesi gün soruşturma için polis merkezine gittikten sonra SeungRi ateşlenmiş ve tekrar hastaneye kaldırdıklarında karaciğerindeki kanamanın durmadığını tekrar tedavi altına alındığını öğrendik. Bu haberlerden sonra başka hiçbir açıklama gelmedi. SeungRi normalde interneti aktif kullanan birisi o yüzden her an "Ben iyiyim merak etmeyin" diye bir Tweet görür müyüz diye bekledik ama o da gelmedi. Zaten bizim endişelerimiz o anda başladı. Yani anlayacağınız SeungRi tweet atamayacak kadar kötü durumdaydı. :( Konser sonrasında hayranlarına eve gidince geldim diye mutlaka arayın merak ederim diyen bir insan SeungRi ki bu durumda böyle sessiz kalması mümkün değildi. Tabi bu arada Bigbang'in etkinliklerine katılamadı. Mesela bir dergi çekimlerine Bigbang dört kişi olarak katılmak zorunda kaldı. Uzun zaman sonra Bigbang'i birlikte gören VIP'ler olarak tam olarak sevinemedik bile çünkü çekimlerde SeungRi yoktu!



Şu SeungRi'siz geçen 37 gün pek bir keyifsizdi! SeungRi olmadan zaman geçmedi benim için buna inanın! Net ortamı tatsız tuzsuz bir ortama dönüştü, zaten Bigbang'in yokluğunu SeungRi'yle gideriyorduk o da olmayınca çekilmez olmuştu..
İşte beklenen an!! :D

Sonunda VIP'ler olarak bugün o keyifsiz bekleyişimiz son buldu!! SeungRi bugün Bigbang'in fan toplatısına katıldı. Haberin fotoğraflarını görünce resmen mutluluktan ağladım! Nasıl özlemişim anlatamam! Şükür Kavuşturana!! Pandam benim ya!! Sevilesi Zibidi!! Çok şükür uzuuuuuun geçen bir ayın ardından bugün ilk defa rahat bir nefes aldığımı hissettim. Günüm aydınlandı, kuş gibi hafifledim onu görünce!! Birazcık zayıflamış yavrucağım ama olsun o iyi olsun da gerisi önemli değil!! :D
 ooyy sevilesi yaratık!! ^_^
Seni zibidi bir daha hız yaparsan eşek sudan gelinceye kadar döverim seni!!! >.<
2014 daha ne kadar kötü oyunlar oynayacak bize bilinmez ama tek eğlencem Kpop'un peşini bırakmasını diliyorum. Umarım 2015 güzel bir sene olur bizim için..
Size Daesung'umun eğlenceli bir şarkısıyla veda ediyorum çünkü bugün konu itibariyle biraz daha gevşemeye ihtiyacım var; geçen bir ayı anlatmak zordu.. Ayrıca bugünü kutlamalıyız!! :D (SeungRi'nin yokluğunda tek yüzümü güldüren şey Daesung'un ardı ardına gelen yeni klipleriydi!)
Yazımı bu konuyu yazmam için teşvik eden Çingum Betül'e ithaf ediyorum. ;) :D
Şimdilik bu kadar görüşmek üzere canlar! ^_^

30 Eylül 2014 Salı

Dizi Önerisi: "It's Okay That's Love"

Anyong çingular!! Uzun zamandır Kore dizisi önermediğimi farkedince bugün size bir dizi tavsiyesiyle geldim. Uzun zamandır izlediğim dizilerin arasında en iyilere aday bir dizi: It's Okay That's Love

Geçen sene bu kıvamda 3 dizi vardı: I Hear Your Voice, Man From the Stars ve Master's Sun. Eminim bu dizileri beğenenler It's Okay That's love'ıda sevecekler. Bu arada bu diğer üç diziyi de izlemediyseniz hemen koşun vakit kaybetmeden izleyin benden söylemesi ^_^ 
Dizinin başrollerini sevdiğim iki oyuncu paylaşıyor: 
Bakışlarına bittiğim; Jo In Sung 
ve
Sevdiğim kadın tiplemelerinin başrolü; Gong Hyo Jin

Yan karakterlerinde başrollerden farkı yok aslında, izlediğinizde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Diğer oyuncular ise: 
Sevgili zürafam; Lee Kwang Soo
Oynadığı tüm karakterlere müthiş bir ruh katan oyunculuğuna bayıldığım ajuşşi; Sung Dong il
Exo'nun vokallerinden, dizideki acıların çocuğu; DO

Konuya başlamadan önce uyarayım bu dizi ile ilgili kesinlikle spoiler almamalısınız benden söylemesi! O yüzden bende elimden geldiğince spoiler vermeden anlatmaya çalışacağım ^_^
Diziye dönersek birbirinden farklı kişiliklere sahip 4 kişinin ev arkadaşı olması ne kadar garip, komik, trajik hallere girebilir bunu çok iyi anlatan bunun yanında da garip ama sevimli bir aşk hikayesini konu alan bir psikolojik dizidir kendileri. Psikoloji nerden çıktı ya dediğinizi duyar gibiyim :D Şimdi bu beş kişiden 2si sorunlu birer Psikolog, biri takıntılı bir yazar, biri de Tourette Sendromundan muzdarip olunca işin içine psikoloji girmeden olmuyor tabi :D Psikolojik bir dizi dediğime bakmayın kesinlikle sıkıcı değil bilakis ortaya mükemmel bir konu ve izlenesi müthiş bir dizi çıkmış. Ayrıca benimde Psikolojiye olan ilgim diziyi daha da izlenilesi yaptı ki benim için her bölüm büyük keyifti ^_^







Dizideki tüm oyuncular tek kelimeyle müthişti ayrıca birbirleri arasındaki uyumun diziye farklı bir renk kattığı ortada. Bu arada bildiğim kadarıyla hiç oyunculuk tecrübesi olmayan DO'nunda diğer oyunculardan bir farkı yoktu. Benden geçer not aldı. Rolünün hakkını vermiş, beğendim ;)


Emin olabilirsiniz ki diziyi izlerken kahkahalara boğulup gülerken bir yandan da katıla katıla ağlayabilirsiniz. O yüzden her şeye hazırlıklı olun işte tamda bu yüzden spoiler almamalısınız. Dizi hakkındaki en küçük bir ipucu bile bütün büyüyü bozabilir!!






Dizideki en sevdiğim sahneye gelirsek aslında dizide bir değil birkaç tane sevdiğim sahne var ama hepsinin önüne geçeni söyleyeceğim. (Burda azıcık bir spoiler olabilir, istemiyorsanız bundan sonraki cümleyi atlayarak devam edin) Jae Yul'un Han Kang Woo'nun ayaklarını yıkayıp, ayakkabılarını giydirip gönderdiği sahnede içim cız etti. Etkilenmemek elde değildi...
Veee geldik dizinin ostlarına!! Dizinin kendisi gibi şarkıları da müthiş inanın dinlemeye doymadım doyamıyorum!! ^_^ Hadi birlikte dinleyelim :)
Davichi - It's Alright it's Love

Crush ft. Punch - Sleepless Night

Family of the Year - Hero

Hong Dae Kwang - I Feel You

Böyle olmayacak en iyisi tüm playlisti eklemek :D Siz açın o çalsın kulaklarınızın pası silinsin.. :D
Benden şimdilik bu kadar canlar, yeni bir yazıda görüşmek üzere!! Aloohaaa!! ^_^

28 Eylül 2014 Pazar

Kavganında (!) Adabı Olmalı!

Benim annemle iletişimimiz meşhurdur. Kendisiyle zaman zaman anlaşamasakta severiz birbirimizi :D ahaha :D Anne-kız diyaloğumuzdan oluşan yazım Song Seung Hun Üzerine Bir Anne-Kız Parodisi ^^ çok yorum aldığı için zannediyorum ki keyifle okudunuz o yüzden bugün size yine bir anne-kız diyaloğumuzu anlatacağım. Başlıktan ne demek istediğimi daha sonra anlayacaksınız :D Ben yine uyarımı yapayım sonra demedi demezsiniz :D
UYARI: Bundan sonrasında anlatılacaklar tamamyla gerçektir ve bizzat yaşanmıştır. Konu Absürd komedi olarak devam edecektir!! 
Geçenlerde biz yine annemle günlük rutin yürüyüşümüzü yaparken biraz manzaramız değişsin diyerek yürüyüş güzergahımızı değiştirdik ve Kızılırmak'ın kenarında yürümeye karar verdik. (Bu arada hep böyle absürd durumları yürürken yaşıyoruz kesin temiz hava çarpıyor bizi! ahaha :D) Irmak manzarasıyla birlikte yürürken annem ırmağın karşı tarafında bir görüntüye takılmış böylece sohbet başladı:
Annem: Ayy noluyo! Özge baksana, kavga mı ediyorlar şunlar?! Burdan ben tam göremiyorum, gözüm orayı seçmiyor..
Ben: Kim? Hani nerde? 
Annem: Bak şurda.. Irmağın karşı tarafına bak... Şu yeşilliğin orda.
Annemin dediği yöne bakmamla kahkaha atmam bir oldu çünkü kavga eden felan yoktu tam tersine iki sevgili baya muhabbetli (!) bir haldeydiler.
Annem: Noldu? Neye gülüyorsun? Dur bakalım yine bir şey geliyor bunun altından, ne oldu yine?
Ben: ahahahahaa :D Ayyy anneeee ne diyim ben sana :D Onların kavga ettiği felan yok!
Annem: nasıl ya? Saç başa kavga ediyorlardı sanki?
Ben: ooyy :D :D Annecim sen kavga görmemişsin :D ahaha :D Onlar kavga etmiyorlar da baya mercimeği fırına veriyorlar gibiydiler :D 
Annem: Nee! Tamam tamam sus!! Bişey demedim! 
Ben: ahaha :D :D :D :D
A: ya tamam sus gülüp durma!
B: Anne istersen gidip ayıralım kavgayı (!) ama araya giren yermiş dayağı bak söyleyeyim! :D ahaha :D
A: Tamam diline düştük senin artık! Nerden gördüm de söyledim! :D
B: Tamam tamam sustum :D :D

Böylelikle yola devam ettik. Dönüş turumuzda yürüyüş yolunun yan tarafındaki çimenlerin üzerine oturmuş iki sevgili bizi görünce kafalarına ceketlerini çektiler. (Böyle olunca bizde tabi ne yaptıklarını hiç mi hiiiiç anlamadık!) Onları biraz geçip arkada bırakınca annemle göz göze geldik ve ben yine kahkahayı koyverdim.
B: ahahahhahaa :D :D Anne bugün ne çok kavgacı tiplerle dolu burası değil mi?!
A: Yaa ne demezsin! 
B: Anne aman biz karışmayalım arada kalırız sonra! :D
A: Tamam oldu! Sana da eğlence çıktı bakıyorum da! Bana bak seni böyle görmeyeyim sakın bir yerlerde!
B: oooo kavga döndü dolaştı beni buldu ya! Onlar kavga ediyor sorgusunu ben veriyorum yaf! Anne farkındaysan burda seninle uslu uslu yürüyüş yapan benim ya, onlar gibi kavga (!) etmiyorum, etmemde! 
A: İyi tamam bişey demedim, hadi gidelim bir kavgaya karışmadan! :D
B: Bak ya! Hem bana söylüyor hem kendide şakasını yapıyor :D İyi hadi gidelim :D :D
Eveeet geldik bu yazıdan çıkarılacak derse! 23 Yaşında biri olarak gençlere sesleniyorum bu kadar kavgacı (!) olmak zorunda değilsiniz! (Böyle söyleyince yaşlı hissettim kendimi!) Özellikle de sokağa bu kadar dökmeyin kavgalarınızı! Allah korusun araya giren felan olur dayak manyağı yaparsınız milleti! ahahaha :D Tamam sevin birbirinizi ama herşeyin bir sınırı bir usulü olduğunu bilin, duvar kenarlarında üstüne ceket çekmek nedir ya?! >.< Neyse konu komediden çıkıp trajediye dönüşmeden burda bitiriyorum yazıyı! :D Son olarak başlıkta da dediğim gibi: Kavganında bir adabı olmalı!! ^^

15 Eylül 2014 Pazartesi

Artık Benimde Bir Totoro'm Var!! :D

Selam canlar!! Anyoonngg çingular!! Nasılsınız?? Sizi bilmem ama ben bugün pek bir keyifliyim! Niye mi? İşte bu yüzden!! :D






Nasıl güzel olmuş mu?Kardeşimle birlikte kendi ellerimizle yaptık.Baya uğraştırdı ama değdi! Siz ne dersiniz bilmem ama ben çok beğendim. Çok yorulduk ama bitince şu güzellik yorgunluğumuzu da aldı götürdü. Hamaratız hamarat!! Elimizden her iş gelir!! Kariyerde yapar duvarda boyarız! ehehe :D Totoro benim en sevdiğim anime karakterlerinden biri, hatta bayıldığım bile söylenebilir! :D Elimden gelse bu duvarı tümüyle Miyazaki anime karakterleriyle doldururdum ama bu kadarı bile baya uğraştırdı ama bana belli olmaz belki bakarsınız Totoro'nun yeni arkadaşları olur? :D


Bu arada paylaşmadan edemeyeceğim. İzlenmeye değer bir kesit: Studio Ghibli'nin 25.yıl konserinden My Neighbor Totoro'nun Tema Şarkısı!


Görüşmek üzere çingular! Kendinize iyi bakın!! ^_^