gökkuşağı

18 Mayıs 2015 Pazartesi

Mutluluktan Gözleri Dolmuş Fangirl Anlatıyor: " BIGBANG IS BACK; MADE "

Bigbang'in "Yaptık, oldu!" temalı geri dönüşü "MADE" :D
Püf.. Püüfffff.... Püff...  Durun önce şuraların bir tozunu alayım!! :D ahahah :D Ne kadar oldu Bigbang'le ilgili bir şeyler yazmayalı?? Ne kadar oldu içimdeki fangirlü uyandırmayalı?? Peki ne kadar oldu durduğu yerde tozlanmış VIP duygularımı dışarı çıkarmayalı?? 3 sene mi? 4 sene mi?? Söylerken kısa gibi geliyor ama benim için çooooooook uzun bir zaman dilimiydi bu 3 küsür sene.. O yüzden Bigbang'in dönüşünü nasıl kelimelere dökerim mutluluğumu nasıl anlatırım bilemiyorum ama emin olun bol fangirllük içeren bir yazı olacak :D Yani şimdiden uyarayım sonra demedi demezsiniz. ;) Duymayan kaldı mı gençler??? 
BiGBANG iS BAAACCKK!! 
BiGBANG GERi DÖNDÜÜÜÜÜÜÜÜÜ!!!! KRALLARIM DÖNDÜÜÜ!!! :D :D :D
Böyle olmayacak her şeyi en baştan anlatayım en iyisi ;) Efendim şimdi bildiğiniz üzere YG efendi sürekli bizi türlü oyunlarıyla trollediği için açıkçası ben son zamanlarda kendi ruh sağlığımı korumak adına YG nin yaptığı duyuruları hiç önemsemiyordum hatta "hadi len!" diye geçiştirdiğim de olmuştu hani :D :D En çokta sinirimi bozan şey YG'nin bomba temalı teaserlarıydı çünkü cidden beni yansıtıyordu :D Patlamaya hazır bir bomba gibi bekliyordum çünkü :D

En sonunda teaserların Bigbang için olduğunu öğrendiğimde bir gram heyecanlanmadım desem yeridir çünkü ben hala trollenmemek için bir süreliğine kapatmıştım kendimi :D Çünkü konu Bigbang olunca ve birde işin içine trol girince dayanamıyorum, içimdeki sevilesi fangirl korkunç bir yaratığa dönüşüyor ki ben bile korkuyorum o halimden :D :D YG'nin yaptığı duyuruda Bigbang'in 5 ay boyunca  her ay için 1 veya 2 şarkı yayınlayacağını, Eylül'de de yeni şarkılardan oluşan bir full albüm yayınlayacaklarını duyduğumda katıla katıla güldüm. :D evet bunu açıkça itiraf ediyorum katıla katıla güldüm çünkü 4 seneye yakındır Bigbang'i bize gıdım gıdım gösteren adam tutmuş diyor ki 5 ay boyunca Bigbang şarkı yayınlayacak, programlara katılacak... O.o Dedim ki trolünde trolü geliyor, YG bizi fena kafalayacak! :D Ama yine de içimdeki fangirl birazcık kıpırdadı yerinde dedim yoook dur daha hemen gaza gelme :D Günler geçti geldik Mayısın 1'ine yani haberlere göre Bigbang'in comeback yapacağı güne. Kendime hala inanamıyorum insanda bir gram heyecan olmaz mı arkadaş? :D Konu Bigbang'i artık sevmemek felan değil konu YG'nin oyunlarına bir daha kanmamak! Bende bir inat vardır ki keçiler yanımda solda sıfır kalır :D Ben bir şeye inat etmişsem orda bitmiştir! :D Başıma çok iş açtı bu huyum ama ne yapayım elimde değil! :D Bu arada ne olur ne olmaz diyede twitterda bekliyorum. Herkeste bir heyecan bir coşku ki kendimi garip hissettim doğrusu :D 
Eveeet ve şarkılar yayınlandııı, sonra mı? Sonrası yok! Çünkü uykusundan uyanan fangirl beni fena hırpaladı! :D Ellerim klavyede gözlerim ekranda öylece kalmışım yani bildiğiniz kitlenmişim, niye mi? Bir anda fırlayan heyecan ve sevinç yüzünden.. Fazla geldi bünye kaldırmadı! :D ahahaha :D Sonraki evre ise çığlıklarla evde turlamaca! Bir sonraki evre de anlamsız sesler çıkararak şarkıları ve klipleri hatim etme! Doğruyu söylemek gerekirse ben hala rüya gördüğümü düşünüyorum :D Üzerinden kaç gün geçti ancak yazabiliyorum bunları ve hala da bu güzel rüyadan uyanacakmışım gibi geliyor :D Aslında bu da YG'nin suçu! :P Bu kadar yormasaydı bizi oyunlarıyla normal tepkiler verebilirdim :D Birde aynı gün içinde 2 şarkı birden yayınlanınca bünyeye fazla geldi itiraf ediyorum ;) :D Bu arada hala burada mısınız?? Sıkılıp gitmediniz mi?? :D evet sıkıcı bölüm burada bitiyor ve geliyoruz en önemli yere! :D 
Loser ve Bae Bae Bigbang'in dönüşünün ilk şarkılarıydı ki eminim üzerine milyonlarca şey söylendi, herkes kendince bir yorum getirdi o yüzden fazla uzatmadan bende bir kaç şey söyleyip fangirllüğe devam edeceğim :D 

Loser sen ne güzel bir şarkısın ya, dinlemelere doyamıyorum ki ben.. Sizde de oldu mu bilmiyorum ama ben sanki bu şarkıyı yıllardır dinliyor gibiyim, hiç yabancılamadık birbirimizi, sardıkça sarıyor şarkı ya! :D ahh birde o klip yok mu... ilk izlediğim anda gözlerim doldu.. Bizimkiler yine kendilerini anlatmış tüm gerçekleriyle... Kliple ilgili bir sürü şey okudum çok farklı yorumlar vardı. Bazıları klibi görüntü üzerine yorumlamış ki bu hoşuma gitmedi açıkçası. Klipte olan her şey bir durumu imgeliyor ve derin anlamları var. Mesela TOP'nin kadını öldürdüğü sahneyi iyice dramatikleştirip kadın cinayetlerine bağlayanlar var ki bişey diyemiyorum açıkçası.. TOP kadının kendisine dokunmasına izin vermeyişi ve ona eldivenle bile parmak uçlarıyla dokunarak itelemesi tamamen TOP'nin karakteriyle ilgili bir olguyu yansıtıyor bence. TOP ne kadar öyle görünmese de çok içine kapanık insanlara kolay güvenemeyen biri.. Büyük acılar yaşamış bundan kaynaklanan güven sorunları var. Klipte buna rağmen tekrar tekrar insanlara yaklaşmaya çalıştığını ve yine aynı şekilde insanları kendinden uzaklaştırdığını anlatmaya çalışmış bence... Taeyang bilindiği üzere normalde çok dindar biri, klipte günahlarından kurtulmaya çalışıyor ama yinede istediği gibi biri olamıyor... Yükseklerde dolaşıp birisini arıyor gibi??? GD ise yine her zaman ki gibi ikilem içinde: Kwon Ji Yong mu yoksa G-Dragon mu? Yüksek binaların arasında yalnız başına dolanıp durması, yanlış yönün etrafından geri dönmesi, Sokaklarda yerde yattığı halde kimsenin onu görmeyişi ve sürekli gökyüzüne bakıp gözlerinin dolması... Kwon Ji Yong'ken mutlu olan bir çocuğun hayalini gerçekleştirmek için G-Dragon'a dönüşürken bu kadar acı içinde kalması... Düşündükçe daha çok üzülüyorum.. :( Bazen diyorum o hep Ji yong olarak kalsaydı ve biz onu tanımasaydık.. Yani biz ondan mahrum kalsak bile o Ji yong olduğu için mutlu olsaydı..  :( Neyse devam edelim.. SeungRi ise yaşadığı bir olayı göstermiş bize bence çünkü daha önce anlatmıştı; Bir sevgilisi olduğunu ve onu aldattığını. Hatta SeungRi'nin solo albümündeki GG BE şarkısı mizahi bir dille bu durumu anlatır :D Burda ise mizahi değil tüm gerçekleriyle anlatmış. Kızın kendini aldattığını biliyor ama yinede vazgeçemiyor. Sanki kız dönüp gelse her şeyi unutacakmış gibi görünmüyor mu? Kızı bir başkasıyla gördüğü halde ona sarılmaya çalışması??? Bu arada insanın adı çıkmasın: SeungRi'yi sapık yerine koyup kızı takip ediyor diye yorumlayanlarda gördüm ki benim bile zoruma gitti :( SeungRi ne yapsa bir kulp buluyorlar ya, deliriyorum! Aslında klipte bu yanını da göstermiş bence; Sevmek istiyor, onu önemsemeyen kişiler için bile acı çekmeye razı? :( Ve klipte asıl beni kahreden bölüme geldik; Daesung :( Daesung'u klipte bile ağlarken görmeye dayanamıyorum ki birde dayak yiyor.. :( Farklı yorumlar var elbet ama bana göre Daesung hala o malum kazanın etkilerini yaşıyor. Fark ederseniz klipte yerde yatarken boynunda bir iz var?? Ve flashbackte bir kız boynuna fular takıyor. Benim yorumuma göre o kız VIP'leri simgeliyor ve boynundaki o izi kapatmaya çalışıyorlar. Yani Dae'nin yaralarını sarmaya çalışıyorlar. Sonrasında ise Daesung dayak yerken boğazındaki fuları çıkarıp yüzüne fırlatıyorlar ve Daesung fulara sarılarak ağlıyor. Demem o ki VIP'nin sardığı yaraları tekrar tekrar kanatıyorlar ve Dae yine VIP'nin sevgisine sığınıyor... Daesung Kore'de albüm çıkarsın diye sızlanıp duruyordum ama artık istemiyorum! Daesung gerçekten fazla o insanlara... Ben razıyım onu Japonya'da izlemeye ama onun kendi insanları tarafından sevilmesini istiyorum ya, Daesung üzülmesin istiyorum... Biliyorum ki bu konu çok yaralıyor meleğimi... :( ooffff :( Neyse burada bırakıyorum daha fazla konuşamayacağım bu konu hakkında... :( 

Gelelim Bae Bae'ye!! Açıkçası her şey ortada açıklamama gerek yok aslında? Ne dersiniz? :D  Klip için  +19 sınırlaması var ama görünen her şey her zaman olduğu gibi belirli imgelerle anlatılıyor :D Benim en çok bayıldığım kısım aydaki halleri! :D ahaha :D Tam dayaklık bunlar ya! :D Bu arada ay ne alaka derseniz Kore'de ayda pirinç keki dövmek gibi bir tabirleri var tam olarak kelime kelimesine bilmiyorum ama bizdeki "mercimeği fırına vermek" gibi bir tabir ;) Hatta Fated to love you dizisinde karakterler yakınlaştıklarında böyle yansıtmışlardı :D
Bizimkiler yine listeleri alt üst etti beklendiği gibi :D Günlerdir zirvedeler ve biliyorum ki bu önümüzdeki 5 ay boyunca devam edecek hatta daha fazla! ;) Bu arada eğlence programlarından Running Man ve Happy Together'a da konuk olacaklar ki çok sevinçliyim ya!! Onları böyle eğlence şovlarında görmeyeli çoookkk oldu. Bizim zibidiler müzik şovlarında boy gösterip ödülleri süpüre dursun performanslarına hastayım!! Her performansları için farklı sahneler hazırlıyorlar ki büyük keyif onları izlemek!! :D Burda bir kaç performans videolarını paylaşacağım ama hepsini eklememek için zor tutuyorum kendimi :D

Gurur duyuyorum onlarla!! Küçüklerinin önünde bile saygıyla eğilen bir Bigbang onlar!! Özellikle de bunca yıldan sonra bizi hala seviyorlar diye gözleri dolan bir lidere sahibiz ki diğer her şeyi geçiyorum bu bile yeter bana! ;) Bu arada ben performans videolarından çok kamera arkası videolarına bayılırım, paylaşmadan edemeyeceğim doğrusu :D

Şunların doğallığına öl bit ya!! :D Fanlarla nasıl eğlendiklerine bir bakın!! Deli hepsi!! :D Zaten normal olsalar onları bu kadar sevmezdim :D ahahah :D birde pandam SeungRi'nin çektiği kamera kaydı var ki favorim odur! Bu arada SeungRi'ye beyaz saç çok yakışmış değil mi?? Ben bayılıyorum onun bu haline! Bizim panda bildiğin anime karakterlerine dönüştü!! :D
Bu zibidileri sevmemek mümkün mü sorarım size!! :D Neyse bu kadar yeter full albüm yayınlansaydı herhalde bu yazının sonu gelmeyecekti? :D ahaha :D Birazını da Haziran'daki şarkılara saklıyorum. YG'nin söylediğine göre Loser ve Bae Bae daha atıştırmalıklarmış asıl ana yemek Hazirandaki şarkılarmış. Düşünemiyorum bile atıştırmalıklar böyleyse ana yemeği geçtim tatlısı nasıl olur acaba?? :D Son bir fotoğraf paylaşıp kaçtım ben!! Görüşmek üzere!! :D 

Anyong Çingular!!! Kendinize cici bakın!! ^_^

19 Ocak 2015 Pazartesi

Film Önerisi: PK - Peekay

Selam canlar!! Bugün yine bir film önerisi ile koşa koşa geldim :D Beğendiğim bir şey olunca yerimde duramıyorum hemen gelip sizinle de paylaşmak istiyorum. Fena alıştım bu duruma ama hiç şikayetçi değilim açıkçası :D Birde yorumlarla bana arkadaşlık etseniz çok sevineceğim ;) Neyse konuya dönelim. :D
Oldum olası Hint filmlerini sevmişimdir ayrıca Aamir Khan oyunculuğu diye de bir etken olunca vazgeçmek mümkün olmuyor!!! Aamir Khan'ın filmlerinden beğenmediğim bir yapım hiç olmadı. Adam her rolün hakkını veriyor ve kendine has bir oyunculukla da hayran bırakıyor kendine. Ayrıca filmlerinde verdiği mutlaka bir sosyal mesajı vardır ki en çok hoşuma giden şeylerden biride bu, sırf oyunculuk için film çekmiyor anlayacağınız. PK'da da bu kural değişmemiş. 3 idiots'un yönetmeni Rajkumar Hirani'nin elinden çıkan filmde bu sefer biraz daha eleştiriye açık bir konu seçilmiş: "Din" Özellikle de Hindistan gibi binlerce dini içinde barındıran bir ülkede kabul edilmesi kolay olmayan şeylerden biri olsa gerek dinler üzerine bir film yapmak. :D Fazla spoilere girmeden konusuna da değinmek istiyorum: Çooook uzaklardan dünyayı ziyarete gelen bir arkadaş, geriye dönüş yolu olan anahtarını bir olay üzerine kaybeder. Dünyanın sakinleri insanlarla iletişim kurmaya çalıştığı her seferinde anlar ki tüm istekleri gerçekleştiren biri vardır. Ondan bir şeyler istersen sana mutlaka verir. Bu kişinin Tanrı olduğunu öğrenir ve isteğini gerçekleştirmesi için Tanrıyı aramaya koyulur. Ancak bilmediği bir şey vardır: Binlerce Tanrıya sahip Hindistan'da hiçbir şey umduğu gibi kolay olmayacaktır. :D
Filmin ilk 10 dakikasına geldiğimizde emindim filmin mükemmel olacağına! Bendeki ilk etkisi bu oldu çünkü başlangıçtan itibaren insanı öylesine sarıyor ki.. İzlediğiniz zaman anlayacaksınız eminim ne demek istediğimi. :D Hikayenin anlatılış tarzı ve Aamir Khan'ın oyunculuğu birleşince enfes bir film çıkmış ortaya! Filme 10 üzerinden 9 veriyorum ki sonuna kadar hak ediyor. ;) Filmin ismi karakterimize verilen lakaptan geliyor. Peekay'ın kelime anlamını tam olarak bulamasam da " kronik alkoliklik " diye tabir etmek yanlış olmaz. Bizimki insanlara cevap veremeyecekleri sorular sordukça adı da Peekay'a çıkıyor doğal olarak.. :D :D
Film hakkında ilginç bilgilerden biri de Aamir Khan'ın Peekay'ı canlandırırken giydiği giysilerin başka insanlara ait olması. Yapım ekibi Peekay'a bir stil hazırlamaya çalışırken sokağa çıkıp yoldan geçen insanlardaki beğendikleri giysileri istemişler. Aldıkları giysilerin yerine yeni bir elbise veya para vermişler. Düşünsenize sokakta birileri sizi çevirip üstündekini bana ver diyor :D ahaha :D
Filmde en çok sevdiğim bölümlerden bir kaçını gif olarak paylaşmak istiyorum. O yüzden filmi izlemeden bilgi almak istemeyenler gif bölümünü atlayabilirler ;) Bu arada bloğumun linki bulunan gifler kendi el emeğimdir.
Çok uğraştırdı ama olsun değdi emeğime :D













Filmin konusu kadar şarkıları da çok güzeldi. Hepsi tek tek dinleme listemdeki yerlerini aldı. ;) 
Çok keyifli!! :D Dinlemek isterseniz;



Yeni bir yazıda görüşünceye dek esen kalın efenim!! ^_^

15 Ocak 2015 Perşembe

Yöresel Tarif: Kabak Çekirdekli Makarna

Selam canlar!! ^^ Bugün size bizim buraların yöresel bir yemeğini tanıtmak istiyorum. Eskilerin neredeyse haftada bir mutlaka yedikleri yemeklerden biriymiş zamanında. Hazırlaması kolay ve bir o kadar da doyurucu bir yemek: " Kabak Çekirdekli Makarna "
Normalde ev yapımı erişte ile yapılan bu yemeği ben normal makarnayla yaptım. Eğer evinizde erişte varsa onunla çok daha lezzetli olacaktır. Çat kapı gelen misafirlere ikram etmek için hazırlaması kolay ve değişik bir tat olacağı için iyi bir fikir olabilir. ;) Ayrıca ben bu yemeği kışa çok yakıştırıyorum ki kesinlikle denenmesi gereken bir tat.. ^^
Malzemeler:
1 paket makarna
2 avuç kabak çekirdeği (isteğe göre azaltıp çoğaltabilirsiniz)
2 diş/tane orta boy sarımsak
Tereyağı
İsteğe göre her çeşit baharatı kullanabilirsiniz. Ben tercihen tuz kullanmıyorum çünkü kabak çekirdeği tuz ihtiyacını karşılıyor. Öneri isterseniz zahter, zerdeçal ve kimyon da güzel bir tat oluşturuyor, isterseniz kullanabilirsiniz. Damak zevkinize göre miktarını kendiniz ayarlayabilirsiniz sorun olmaz. :)
Yapılışı:

İlk olarak makarnamızı 1 tatlı kaşığı tuz attığımız sıcak suyla haşlıyoruz. Makarnaları fazla öldürmeden yani birazcık diri olacak şekilde ocaktan alıyoruz. 

Makarnaları süzüp soğuklandırdıktan sonra kabak çekirdekli sosumuzu hazırlamaya geçiyoruz. Sosun pişmesi uzun sürmeyeceği için makarnayı böyle bekletmekte bir sorun olmaz. 
Kabak çekirdeklerini kabuklarıyla birlikte mikserden geçirilmiş hali. 
( Çekirdekleri un haline getirmenize gerek yok, bu küçüklük yeterli olacaktır. )
Tencereye tereyağı, ince doğranmış sarımsakları ve kabuklarıyla birlikte öğütülmüş (mikser veya havandan geçirilmiş) olan kabak çekirdeklerini koyup kısık ateşte şöyle bir iki kez karıştırın. Burda dikkat edilmesi gereken şey tümüyle kavurmamak, yapmak istediğimiz şey tereyağla kabak çekirdeğinin tadını belirginleştirmek. ;) Ben kabak çekirdeğinin yanında ezilmiş cevizde kullandım. Sizde isterseniz ekleyebilirsiniz.(6-7 tane ceviz yeterli olacaktır)

Eveett bu kadar, işte sosumuz hazır! Şimdi sıra tencereye makarnaları eklemeye geldi. Makarnalarımızı da ekledikten sonra karıştırarak servise hazır hale getirelim. :)

İşte bu kadar!! Yemeğimiz hazır!! ^_^
Afiyet olsun!!! ^^
Ben kabak çekirdekli makarnayı ilk defa yapmama rağmen hamarat ve mükemmelliyetçi annemden 10 üzerinden 8 aldım. O yüzden gururla paylaştım tarifi :D ahahah :D Eğer sizde denerseniz sonuçlarından beni de yorumla haberdar edin, eminim beğeneceksiniz.. ^_^

5 Ocak 2015 Pazartesi

Kürk Mantolu Madonna...

Uzun zamandır okumak için sabırsızlandığım Kürk Mantolu Madonna'yı sonunda okudum ve koşa koşa bloğa geldim.. Kitap beni o kadar etkiledi ki bunu sizinle de paylaşmak istedim. Daha önce söylemiştim Kürk Mantolu Madonna'yla deyim yerindeyse bir türlü kavuşamadığımızı, ne zaman okumak için heveslensem hep bir şeyler engel oldu.. Ama şuan anlıyorum ki bu kitabı okumak için en iyi zamana denk gelmişim. Çünkü daha önce okusaydım şuan hissettiğim şeyleri kaldıramayabilirdim. Zaten her kitabın bir okuma zamanı olduğuna inanırım..
Kürk Mantolu Madonna beni öyle bir sarstı ki şuan ne düşünmem gerektiğini kestiremiyorum... Sanki kendimi okudum... İnsanlara olan iletişimim ve onların bana hissettirdikleri, Hiçbir yere ve hiç kimseye ait olamama hissi, Kendi yalnızlığını en iyi dost edinme ve bitmeyen bekleyiş... Bana kendini anlat deseler anlatamam ama diyebilirim ki Kürk Mantolu Madonna'yı okuyun benim hakkımda az çok bir fikir edinirsiniz. Kitabın ana karakteri Raif Bey'le benzediğimiz yönler çok fazla.. İnsanların korkutucu ikiyüzlülüğünden kaçmak ve sırf bu yüzden konuşacak birinin bile olmayışı.. Konuşsan da söylediklerini anlamayan garip varlıklar arasında geçen tatsız tuzsuz bir yaşam.. İçinde yaşadığın hayalleri gerçekte bulamayışın... Biriktirdiğin sevginin, değerin, hoşgörünün, saygının gidecek bir yeri olmayışı.. En sonunda da yalnızlığın hayatını tümüyle esir alması ama senin bundan memnun olman.. Alışılmış yalnızlığı kendinden çok sevmen...
Kitapta sevdiğim yerlerden bir kaç alıntı yapacağım o yüzden kitap hakkında bilgi almak istemiyorsanız burdan sonrasını es geçebilirsiniz ;)
şu paragrafta öyle bir güldüm ki aynı bu cesaret veren gülümsemeyle aynı değerdeydi... İnsanlar neden yazan-okuyan insanlara böyle davranır? Bir insanın değeri sadece yaptığı iş midir yada kazandığı para?? Her şeyi geçtim iki kelimeyi bir araya getiremeyenlerin kendilerini her şeye yorum yapmaya mecbur hissetmeleri neyin kafasıdır??

Birbirine benzeyen insan sürüsünden beklenilenler böyle güzel anlatılamazdı! Sarsmak ne kelime artık şaşırmıyorum bile.. Aynı fabrika çıkışlı insanların arasında defolu olmak böyle bir alışkanlığı da beraberinde getiriyor.

Yazmaya başlamamın sebeplerinden biri.. Bazen yazıya dökülenler yaşananların ağırlığını unutturmasa da kalem ve kağıtla sırdaş olmak güzel şey bence.. :)

Yaşayan ölülere selam olsun!! :D ahaha :D Zombilerden bahsetmediğimi biliyorsunuz.. ;)

Yalnızlığa hoşgeldin!! İlk ders: Kitaplardaki karakterlere sığınıp böyle birilerinin yaşıyor olduğunu umut etmek..

"O bile böyle yaptıktan sonra!.." düşüncesini tecrübe ettiysen artık bir şeyler aynı olmayacaktır hayatında... Dilini bilmediğin yabancı bir memleketteymişsin gibi hissetmek hayatının olağan haline dönüşmüştür çoktan... Sadece Merhaba'larla yetinmeyi öğreneceksin... 

Sessizliği paylaşmanın önemini anlamakta o kadar kolay olmuyor, kelimelerin anlamsızlaşacağı birini bulmakta. Eğer ki böyle biriyle karşılaşmışsanız her şeye rağmen kendinizi şanslı sayabilirsiniz..

Çok şey istememiştim aslında sadece birine güvenmek istemiştim ama o tüm insanlığı yakıp gitti...

Belki de diğerleri gibi olmalı; "Her şey , her şeyi olduğu gibi kabul etmekteydi." düşüncesiyle düzene ayak uydurmalı.. Belki o zaman umut ettiklerimiz bu kadar canımızı yakmaz... Belki...